ZAMLAR artık fırtınaya değil kasırgaya döndü!
Dokunduğu yeri yerle bir ediyor!
Millet şaşırdı desem çok az bile kalır.
Deliliğe verip umursamadı desem de bize uymaz.
İşin tuhaf tarafı bu zamları savunmaya çalışanların varlığı…
Yok, efendim şu kadar aydır zam olmamış.
Yok, hala en ucuz akaryakıt bizdeymiş.
Öyle miymiş, anlayamadım.
En ucuz akaryakıtın olduğu söylenen ülkemizde emeklinin, işçinin, memurun maaşı bu zamlara yetişebiliyor muymuş?
Pahalı olduğu söylenen ülkelerde bu fiyatların maaşlara orantısı nasılmış?
Bu savunmayı yaparken, bunları da söyleseler bizde karalar bağlamaktan vazgeçsek.
Bir de işi başka tarafa çekmeye çalışanlar var.
Efendim makam aracı saltanatı nedeniyle bu zamlar yapılıyormuş!
En küçük makam sahibinin altında bile en lüks makam aracı varmış!
Eee, devlet bunun farkında değil miymiş?
İktidar belli.
Hükmedenler belli.
Karar alıcılar belli.
O zaman neyi bekliyorlarmış?
Belediyelerin çoğu iktidarın elinde değil mi?
Kamu kuruluşlarına iktidar, muktedir değil mi?
Alsınlar kararı, yasaklasınlar makam arabalarını…
Ama karar alıcılar önce kendilerinden başlasınlar.
Baş uymazsa, .ıç şaşmaz mı?
Onun için eveleyip geveleyip kimse bu zamlara kılıf uydurmaya çalışmasın.
Hazine’nin tamtakır olduğu açık.
Çok güvendiğimiz Araplar bile para vermeye yanaşmıyor.
Yanaşsalar bile garantiyi en üst makamdan isteyip, bakanları tınlamıyorlar bile!
Zam bugünü kurtarır diyelim.
Peki yarın?
Yarın ne olacak?
Sanıyor musunuz ki bu ülkenin üretkenliği arttırmadan, bu işler düzelir?
Üretim için ne yapıyorsunuz?
Hadi anlatın, dinleyelim.
Belki ikna oluruz.