YENİ bir yıla girmek, geçmişin hüsranıyla umutları tazelemekten başka bir şey değil.
Yılın son mesajlarının metinlerinde ne tercih ediliyordu?
Sağlık, sıhhat…
Huzur…
Barış…
İnsanların birbirine anlayışla bakabileceği, kavgasız, gürültüsüz yaşayabilecekleri bir dünya.
Bunu önce kim yapacak?
Bize önderliğe soyunan insanlar.
Kimseyi kimseden ayırmadan…
İnsanların hepsini severek, kucaklayarak, küçük kusurları görmeden bir bütünü parça parça değil tümünü kucaklayarak verecekleri mesajla.
Bu konuşmayla olmuyor tabii…
İcraata bakacaksınız.
Sözlerin, eylemlerle örtüşmesine bakacaksınız.
Kavgadan, gürültüden, ayrışmadan beslenenlerin dünyasın da bu pek mümkün olamıyor maalesef.
Bu kafadayken yıl 2021 olmuş, 2121 olmuş, ne fark eder.
Değişen ne?
TAKİP ETMEDEN YARGILAMAYIN
BEN topluma kötü örnek olacak olayları pişirip, pişirip halkın önüne sürmeyi sevmem.
Çok doğru da değil.
Hele ki bu olay yargıya intikal etmiş ve sürmekte ise.
Anlamsız kaşımanın faydası yoktur diye düşünürüm.
Büyükşehir Belediyesi’nde gerçekleşen ve bir daire başkanının tutuklandığı olayda da öyle yaptım.
Önce bir köşe yazısı yazdım.
Olayı abartmadan, sonuçlanmamış bir davaya yargıç gözüyle bakmadan…
Sonrasında Gazete Gerçek’in manşetten, “İkinci Kasa da Patladı” diye bir haber yaptı.
Aynı gün olayı ben de yazdım.
Şimdi top yargıda.
Her gün, her gün ne yazacağım yani!
Ama bazı arkadaşlar gazeteyi ve yazılarımızı takip etmeden Samsun’daki basını, “Üç maymunu oynuyorlar” diye suçluyor.
Yazılanları takip etmeden, okumadan yargılamak yanlış değil mi?