YENİ umutları…
Silkinmeyi…
Herhangi bir şeyi var olan durumundan başka bir duruma geçirmeyi, geliştirmeyi ifade eder.
Başka türlü durağanlıktan eyleme geçmek mümkün olamaz.
Bazen geçmişin hantallığından, başarısızlığından kurtulmak…
Bunun içinde yenilenmek ve değişimin kapısını aralamak gerekir.
Cumartesi günü yapılan CHP Kurultay’ında bunu gördük.
13 yıllık genel başkanlarını iki turlu bir seçim sonrası geçmişe uğurladılar.
CHP’deki bu değişimin iki etkisi olacak bence ülke siyasetinde.
Birincisi partilerinin içerisinde, parti içi demokrasinin ateşini yakacaklar.
Daha çok sesin, daha çok özgürlüğün adımlarını atacaklar.
Yeni isimleri Türk siyaset sahnesine atacaklar belki ama…
Tek adam siyaseti ve egemenliğinin hüküm sürdüğü ülkemizde, gerekli gördüklerinde en üst kademede bile gözlerini kırpmadan değişime gidebileceklerini gösterdiler.
İkincisi ise, ülke siyaseti adına olumlu gelişmelere yol açacaktır.
Zira kendi içinde hür, vatandaşına daha çok yaslanmış güçlü bir muhalefetin, iktidara yön vermekte daha büyük etkiler yaratması olasıdır.
Seçim yenilgilerini makul gören ve bundan dersler çıkartmayan bir muhalefet zihniyeti yerine, iktidara talip olma yolunda kendini sorgulayan ve yenileyen bir muhalefet olmak…
Hem parti olarak kendine, hem de iktidara yön verecektir.
Ki bu da ülkemizin ve milletimizin lehine olacaktır.
Tabii bu yazdıklarım aslında siyasetin konusudur.
Gelecek, değişimden medet umanların ne kadar ve neyi değiştirdiklerine şahitlik edecektir.
Ama değişim, kendilerini alternatifsiz olarak görenlerin karşılarındaki en önemli duraktır.
Yeni bir umut olmak, umudu değiştirmekten daha yüreklendiricidir.
Bir partideki değişimden yola çıktık belki ama bu ülkede insanlık adına,
Özgürlükler adına,
Yargı ve hukuk adına değişim beklentiler yok mudur?
Bu beklentiler değil midir ki insanların umutlarının taze kalmasına vesiledir.
Ve en nihayetinde değişim;
Ancak kendilerini aşanları,
Halkın umutlarına ışık tutabilenlerin,
Geçmişin yanlışlarını fark edip, onlardan vazgeçenlerin becerisidir.