ONLAR tüm felaketlerde iş başındalar.
Zira arsızlar!
Uslanmıyorlar!
İnsanlığını yitirmiş bu ucubeler için felaketler kin kusma fırsatı…
Küçük akıllarıyla güya düşüncelerine prim yaptırmaya çalışıyorlar.
Deprem görüntülerini büzülmüş bir vaziyette izlerken yardım çağırılarına karşılık veren Aziz Türk Milleti’nin sağduyusu hepimizin göğsünü kabarttı.
Ama bir taraftan da geçmişte örneklerini bildiğimiz, ‘Acaba bunu fırsata çevirenler çıkar mı’ diye düşünmeden de edemedim.
Böyle günler birlik günleridir.
Acıyı paylaşma günleridir.
Herkesin gücü yettiğince el atma günüdür.
Bilgileri çarpıtmak…
Kaotik ve uygun olmayan yorumlar getirmek…
Ne insani bir düşücedir.
Ne de insan olanın vicdanına sığacak bir şeydir.
Ama sosyal medyada öylesi atışmalar izliyorsunuz ki…
Binlerce vatandaşımız canını yitirmiş,
Binlercesi canıyla uğraşırken birileri çıkmış parti muhabbetine soyunuyor.
Elbette bu densizler tespit edilip, devletin takibine takılacaktır ama…
Sıcacık odasında bilgisayarının başında bu muhabbete tezgah açmak, deprem alanının ayazında canını dişine takıp, can kurtarma peşinde olanlara karşı en azından ayıptır.
Yaşananlar büyük bir felaket.
Ve görünen o ki, bu felaketin izlerini silmek,
Yaraları sarmak.
Hayatı yeniden normale döndürmek gerçekten çok zor olacaktır.
Yüz binlerce insanımızın evleri dışında gündüzü, geceyi geçirmek zorunlulukları, yarın farklı bir hale bürünecek.
Bu insanlar bir şekilde yaşamak mecburiyetinde…
Kaybolan değerlerini peşine düşüp yeniden eski hallerine dönmenin hayalinde olacaklardır.
Devlet bir yere kadar.
Elbette yedirecek, içirecek ve barındıracak ama nihayetinde insanlar kaderlerini çizmekte ne kadar dirençli ve uygun şartlara sahip olacak, o güne ulaşmak bir hayli zor olacaktır.
Allah milletimize, devletimize ve iyi düşünenlere güç, kuvvet versin.
Bugünleri tekrar yaşamayı nasip etmesin.