ŞAMPİYONLUĞUNU ilan etmiş bir takımın ritmini tutturması çok zordur..
Artık sahada mücadele edenlerin ve idare edenlerin kafalarında başka şeyler dolaşır.
Kalacak mıyım?
Gidecek miyim?
Ki, normaldir bu düşünceler.
İşte bu düşüncelerle dolu kafaların sahada beklenileni vermesi zordur.
Birçok futbolcusuyla ilişkisini sonlandıran ve genç ağırlıklı bir kadroyla sahaya çıkan Denizlispor ilk yarıda direndi.
Bu direncin etkili olmasında Samsunspor’un geniş rotasyonlu kadrosuyla kadrosuyla sahada yer almasının büyük etkisi vardı.
O halde bile Samsunspor ilk kırkbeş dakika boyunca üstün olan ve galibiyete yakın taraf oldu.
Futbolda bazı alışkanlıklar vardır.
Galibiyetlerde öyledir.
Oyunun ilk bölümünde istediğini alamayan Samsunpor’un hocası kadro olarak biraz aslına dönmeye başlayınca şampiyon da gerçek kimliğini bulmaya başladı.
Zayıf rakibi karşısında istediği gibi oynayıp, sağlı sollu ataklarla gol kovalamaya ve yerinin hakkını vermeye çalıştı.
Bunda da başarılı oldu.
Gollerde peş peşe gelmeye başladı.
Bu tür maçlarda artık şampiyonluğu yakalamış bir takım için;
Öyle oynadı, böyle oynadı demenin bir anlamı yok.
Ligin bitmesine dört hafta kala lig sonuçlanmış.
Samsunspor şampiyonluğu garantilemiş.
Artık gelecek sezonun hesaplarını yapmaya başlamış.
Bu haleti ruhiye içindeki bir takımdan artık lig serüveni boyunca sergilediği futbolu sergilemesini bekleyemezsiniz.
Buna rağmen Samsunspor ikinci yarıda yapılan değişikliklerle kendinden bekleneni yaptı ve ligden düşmesi kesinleşen Denizlispor ve gençlerine acımadı.
Bundan sonrası kutlama zamanı.
Ama başkanın ve yönetiminin adeta halkın gerçeklerine sırtını dönerek tespit ettiği kutlama rakamlarıyla kim ve ne kadar taraftar bunu kutlayacak,
Onu da bu hafta göreceğiz!..