İNSANLAR, doğduğu andan itibaren farklı duygulara sahip olur ve hayatlarında karşılaştığı her farklı durumla ilgili farklı duygular geliştirirler.
Yaşamımızı biçimlendiren iki öge var:
Birincisi aklı, yani mantığı; ikincisi ise duygularıdır.
Akıl, insanları diğer canlılardan ayıran bir özellik olsa da duygular tüm canlılara hastır.
Tabii insanların duygularını daha açık bir şekilde ifade edebildikleri ayrı bir gerçekliktir.
Karar verirken genel anlamda mantığımızı kullansak da duygularımızın da etkisi büyüktür;
Hatta çoğu defa duygularımız aklımızdan daha baskındır.
Karşılaştığımız olay veya durumlara karşı farklı tepkiler veririz.
İşte verdiğimiz bu tepkilerin adlandırılmasıdır, duygularımız.
Örneğin bir ağacın kesildiğini gördüğümüzde üzülür, bir sınavdan iyi bir not aldığımızda mutlu olur, biri hoşumuza gitmeyen bir davranış yaptığında öfkeleniriz.
Bizi biz yapan veya bizi birbirimizden farklı kılan duygularımızdır.
İnsan hayatında duyguların çok büyük bir öneminin olduğunu yinelemenin gereği yok.
Bir duygu, bedeninde olduğu bir insanı tamamen değiştirme gücüne bile sahiptir.
Aşk,
sevgi,
özlem,
mutluluk,
üzüntü,
cesaret,
öfke,
korku,
şaşkınlık,
kin, nefret, şaşkınlık gibi duygular en çok yaşadığımız duygulardır.
Bir insanı nasıl değiştirebildiklerine takıldığımızda ise, aşk ve sevgiye bakmamız yeterlidir.
İyi duygulara sahip olan insanlar bu anlamda üretken ve paylaşımcı olmalıdırlar.
Çünkü tüm güzel duygular paylaştıkça çoğalır.
Bunlara en somut örnek, sevgidir.
Siz birini severseniz o da sizi sever.
Kendisini daha mutlu ve güçlü hisseder.
O mutlu olunca başkalarını da mutlu etmek ister.
Böylece güzel duygular yayılır gider.
İnsanların sahip olduğu en güzel duygulardan biri de aşk duygusudur.
Aşkın olmadığı bir dünyada iki farklı cinsin birbirini sevmesi, mümkün olmazdı herhalde.
Elbette ki her zaman güzel duyguları yaşamamız mümkün değil.
Ama biliyoruz ki, hiçbir duygu boşuna değildir.
Üzüntülerimiz olmasaydı belki de mutluluk; yahut özlemlerimiz olmasaydı kavuşmanın pek anlamı olmayacaktı.
Bu nedenle bütün duygularımızla bir bütün olduğumuzu bilmeli, her duyguyu tadında yaşamalı ve hayatımızı anlamlı kılan duygularımızın farkına varmalıyız.
Bizimle onları paylaşmayan, paylaşmaktan kaçınanlara söyleyebileceğimiz şeyler vat elbette.
Duygular ötelenir.
Duygular gizlenir.
Ama asla ölmezler.
Fark etmediklerinizi öldürmeyiz, saklarız.
Nerede mi?
Tam şurada…
Yüreğimizde…