İLKOKUL’dayım, sınıf öğretmenimiz Allah rahmet eylesin Neziha Reka…
Cumhuriyet Meydanı’ndaki İstiklal İlkokulu’ndayız.
Sınıflarımız kaç kişilikti hatırlamıyorum ama bayağı kalabalıktık herhalde.
Sınıf arkadaşlarımın birçoğunu hatırlıyorum.
Merkezi bir okuldu ve yakın yörelerden gelen birçok arkadaşımız mevcuttu.
Bunu şunun için söylüyorum.
Birçok sosyal gruba mensup öğrenci vardı.
Mebus çocuğu.
Bürokrat çocuğu.
Köylü, çiftçi, memur, öğretmen çocuğu...
Ama birbirimize hiç bu kimliklerle bakmadık, yanaşmadık.
Öğretmenimizin bize verdiği ilk temel bilgilerle donanımlı birer insan olmanın çabalarına sahiptik.
Ve bilmediklerimizi öğretmenimizle birlikte arkadaşlarımızdan öğrenmeye çalıştık.
Bunlardan birisi de namaz kılmaktı.
Öğretmenimiz namazın bize nasıl kılındığını göstermesi için Tekkeköy’den gelen arkadaşımız Bilgin’i görevlendirmişti.
Elbette dedelerimizden, ninelerimizden, anne babalarımızdan evlerimizde görüyorduk ama sınıfın ortasına serilen bir seccade ile namaza yakınlaşmak farklı bir algı yaratmıştır bizde.
Ben hala o gün kılınan namazı unutmam.
Ve o günkü hatırayla namazın, dinimizin temel esaslarından birisi olduğu zihnimize kazındığını düşünüyorum.
O günün eğitiminde tek öğretmenimiz vardı.
Tüm dersleri ondan görürdük.
Türkçe olsun, matematik olmasın.
Hayat Bilgisi olsun, din dersi olmasın gibi bir kavramla hiç tanışmadık, tartışmadık.
Bize hayat için lazım olan her şeyi İlk öğretmenimiz bize verdi.
Hiçbir dersi zorunlu kılmadan, sevdirerek.
Öğreneceğimiz her şeyin hayat boyunca bize lazım olacağını düşündürerek.
Söyleyeceğim odur ki, zorlamayla, mecbur kılarak hiçbir şeyi insanoğluna sevdiremez, benimsetemezsiniz.
Hele hele çocuk beyinlere.
Hele hele geleceğimiz diye baktığımız gençlere.
Hele hele dünya “Bilişim Çağında”dörtnala ilerlerken…
Bir düğme ile kıyamet senaryoları yazılabiliyorken.
Eğitimin içinden gelmiş Milli Eğitim Bakanıbunları unutmuş, ya da umursamıyor olmalı ki, Din Dersini zorunlu, Matematik, Türkçe gibi dersleri seçmeli bırakacak bir sistem geliştirmiş.
Biz dinimizi camide, evde, hacıdan hocadan, büyüklerimizden bir şekilde öğrenebiliriz de.
Sadece duayla, takkeyle, mollayla yetiştirme düşüncesinde olduğunuz nesil ile çağı yakalayamayız sayın hocam siz de bunu öğrenin!