EKONOMİ hakkında fikir beyan etmek yasak.
Tabi milletvekillerinin dokunulmazlığı olduğu için onlar düşüncelerini ifade edebiliyorlar.
Dolayısıyla aşağıda yazacaklarım CHP Samsun Milletvekili Neslihan Hancıoğlu’na ait.
İktidarın sahte törenler düzenleyerek fabrika açılışları yaptığını söyleyen Hancıoğlu, umut tacirliği yapılarak halkın aldatılmaya çalışıldığını ve bu dönemde yüzü gülen tek kesimin devletten dolarla ihale alan beşli müteahhit grubu (Tabi vekil böyle ifade etmiyor) ve onların rant ortakları olduğunu söylüyor.
“Devletin borcu katlanarak büyüyor” diyor sayın vekil.
Merkez Bankası döviz rezervlerinin sadece son haftada 2.1 milyar dolar azalarak 43 milyar 159 milyon dolara gerilemiş.
Devletin borcunun da 1.8 trilyon liraya ulaşmış.
Tabii bir devlet ekonomisi için bu miktarda bir borcun absorbe edilip edilemeyeceğini bir ekonomist söylemeli ama döviz kurlarının artması sonrası, her vatandaş kendi aile ekonomisini yeniden gözden geçirmek ve gerekiyorsa yeni bir yön vermek için bir ekonomist olmaya gerek yok.
Hepimiz cebimize giren ile çıkan parayı biliyoruz.
Maaşa bir kala elimiz cebimize attığımızda hala çıkartacak bir şeyler kalmışsa, kendi ekonomimiz dengeli hatta iyi demektir.
Yok boş astar çıkıyorsa cebinizden, eh o zaman geçmiş ola tabii!
Biz devletin ekonomisini bilenler bırakalım ama kendi ekonomimizi aman ha atlamayalım.
BAK ŞU MANTININ YAPTIĞINA!
VALLAHA şöyle sarımsaklı, kıvamı yerinde yoğurda tavada kızdırılmış yağda eritilmiş kırmızı biber, salça ve üzerine nane ile ikram edilmiş mantıya şahsen hayır demem.
Gerçi uzun zamandır spor beslenmemdeki disiplin adına bu tür yiyeceklerden uzak duruyorum.
Ama içimizde onun cazibesine kapılıp bazı yanlışlara imza atan yok mu?
Var elbette.
Bunlardan biri de, Yakakent Belediye Başkanı Hüseyin Kıyma.
Sevgili başkan “mantı olmazsa olmaz” demiş, gözünü karartıp deniz kenarına bir mantı binası yaptırmaya karar vermiş.
“Eeee ne var bunda?” diyeceksiniz.
Mantı da bir şey yok.
Onu yiyecek bir çatı altına da kimsenin itirazı yok ama bina denizin sıfırına ve kıyı kenar çizgisinin içine yapılınca olmuyor işte.
İmar Kanunu müsaade etmiyor.
Bina kaçak sayılıyor.
Bir belediyenin kaçağa imza atması da hoş olmuyor!
Mimarlar Odası Başkanı İshak Memişoğlu, zaten makine elinde geziyor.
Çekmiş resimlerini, “Dava açacağım” diyor.
O davanın sonucu ne olur bilmem ama sayın başkan gelirsek, bize bir tabak mantı ikram ederseniz onu tahta bir barakada bile yeriz.
Onun için mantının cazibesinin size yanlış yaptırmasına müsaade etmeyin bence!