KONUYU daha sonra ele almayı ve beklemeyi düşünmüştüm.
Elbette haberci kardeşlerim gereğini yapıp detayları geniş bir şekilde size yansıttığında ben de tekrar yazacağım.
Atakum, Samsun'un gözbebeği malum.
Bütün güzellikler orada…
Bu güzellikleri sergilemek için de herkes büyük gayret içinde...
Geçmişte yeşil ile mavinin göz alabildiğine sergilendiği Atakum'da şimdilerde beton havuzları sergileniyor.
Millette bunları seyretmek için koşa koşa tepelere çıkıyor!
Atakum'un Alanlı Mahallesi artık bahçeli tip evlerle huzur ve sükunetin mekanı olmak için planlanmış.
Ya da ben öyle biliyorum.
Televizyon kulesi ve Alanlı köy merkezine çıkan Şehit Gaffur Okan Caddesi’nin üst kısımlarında özel bir elektrik şirketine ait depo var.
YEDAŞ'ın günlük işlerini yapan son derece hareketli bir yer.
Malzeme ihzaratının yoğun olarak yapıldığı bu depo uzun zaman önce vatandaştan kiralanan arsa üzerinde caddenin iki tarafında tesis edilerek depo olarak kullanılmakta.
Tabii aradan geçen zaman içinde bölge gelişince depo artık meskenlerin arasında kalakalmış.
Sahibi de depo yetkilileri de açık söyleyeyim nezaketli insanlar.
Ne zaman bir serzenişimiz olsa hiç yüksünmeden, nezaketle dinleyip sorunun üzerine gittiler.
Ama depoda sadece yetkililer yok.
Sabah 07.00'den itibaren malzeme yüklemeye veya boşaltmaya gelen YEDAŞ personeli TIR'lar, kamyonlar, iş makineleri ve onların personeli de var.
Çevrelerinde iskan eden hiç kimse yokmuş gibi kaba saba konuşmalar, sabahın köründe mesai saati başlamadan yapılan ölçüsüz gürültüler ve deponun malzeme yerleşimi nedeniyle yarattığı görsel kirlilik önemli bir sorun.
Hatta bu konuda bir Elektrik Mühendisi olan CHP Atakum İlçe Başkanı Turgay Özçelik kardeşimle bu konuyu konuşurken şantiyenin sahibini tanıdığını, meslektaşı olduğunu ve kendisini durumdan haberdar edeceğini söyledi.
Söylemiş de…
Şantiye sahibi, "Yer baktıklarını ve bulduklarında orayı tahliye edeceklerini" belirtmiş.
Ayrıca gürültü ve çirkin söylemler içinde gerekli tembihatı yaptığına inanıyorum.
Ama sabah 07.00'de onlar yoklar.
Dolayısıyla kendi ve YEDAŞ personelinin sabah o saatte yarattıkları gürültü kirliliğinin ölçüsünü de bilemezler.
Şantiye bir özel teşebbüs onu anladım…
Ucuz bir bulduklarında istifade etmek istemelerini de.
Ama YEDAŞ'a ne oluyor, söyler misiniz?
Koskoca YEDAŞ meskun bir mahal bulamamışta, bir özel teşebbüsün deposuna mı muhtaç olmuş?
Bakın beyler, öncelikle artık gelişen bir bölgenin içinde kalmış bu şantiye oraya yakışmıyor.
Ne görüntüsüyle yakışıyor…
Ne gürültüsüyle yakışıyor…
Aslında kimsenin bir şey demesine gerek kalmadan belediyenin konuya müdahil olup her yerde, her kuruluşa ruhsat vermemesi gerek diyeceğim de nafile olacağını biliyorum.
Sözümün başına dönersem şantiye sahibinin ve sorumlularının bugüne kadar olan nezaketli davranışlarını asla görmezden gelip, haklarını yiyemem.
Ama dün sabah 07'00’den itibaren yine, öyle bir görüntü vardı ki;
"El ele verip, milleti kahretmeye karar vermişler" diyesim geliyor.