GEÇEN hafta tesadüfen geçmiştim merkez içindeki manifaturacılar çarşısından...
Daha önce tanıdık, bildik birçok esnaf arkadaşım vardı orada.
O gün baktım, kimi boşaltmış mağazanın içini.
Kimi, boş dükkana bir masa atmış oturmakta...
Sonra konu oldu bir dost meclisinde.
Samsun’da birçok esnafın kepenk kapattığı hususunda.
Üzücü, gerçekten çok üzücü.
Ne muhabbetlerimiz oldu o dükkanlarda…
Nice dost meclisleri kurduk.
Ne aileler, yeni ev kuranlar, günlük ihtiyaçlarını karşılayanlar alışveriş yaptılar oralarda.
Şimdi birer birer yok olmaktalar.
Herhangi bir işyeri değildi oralar.
Mecidiye dahil birçok esnafın kara deftere yazdığı hesaplarla alışveriş yaptılar.
Öyle çekmiş, senetmiş hiç taraf olmadılar.
Esnaf, vatandaşı tanır, bilirdi.
Vatandaş esnafı…
Her ay maaşını aldığında gelir aylık yükümlülüğünü yerine getirirdi.
Biliyorum ekonomik nedenlerle birçok mağazanın kepengi kapandı Samsun’da.
Ama buralar başka!
Kapanan sadece dükkanlar değil, dost meclisleriydi!
Evet, namusuyla ticaret yapmaya çalışanlar iş hayatından zorunlu koparken diğer taraftan katikülleyle iş yapanlar hayatlarını yaşıyorlar.
Şayet doğruysa Canik Belediyesi ile iş yapan bir işadamı 159 bin lira değerinde olan 6 paraşütü belediyeye aldırdıktan sonra bunları Antalya’da kullanmaya başlayıp, para kırıyormuş.
İddia, işadamının bu paraşütleri Ölüdeniz’de kiraya verip, paraya para demediği…
Konu ciddi ve derin.
Ve önemli bir iddia.
Canik Belediye Başkanının konunun üzerine gidip sonucu kamuoyu ile paylaşacağından kuşkum yok.
Namusuyla ticaret hayatına tutunmaya çalışanlar varken.
Dürüst tüccarlar ekonomik düzenin bozulmasıyla bir bir erirken.
Devlet eliyle malı götürmeye çalışanlara geçit verilmeyeceği ve iddialar doğru çıkarsa adalet önünde hesap sorulacağından emin olmak istiyorum.
Bu, en azından haysiyetle, şerefle itibarını korumaya çalışan namuslu tüccarlara karşı bir borçtur.