KİMİN güne uyarlanan fiyatlarla nerede yiyip içtiği, eğlendiği konusunda çok fikrim yok açıkçası…
Özellikle sahil yolunda halen faaliyette olan işletmelerin kira, elektrik, doğal gaz, su gibi kalemlerle artan maliyetlerini karşılamak için kendi fiyat tablolarını oluşturmaları doğal.
Asıl sorun, o fiyatlara ve piyasaya yetişemeyen maaşlar bence…
Devlet kendine alırken bol kepçe aldığı vergiler karşısında cüzi artışları yansıttığı maaşları yine artan enflasyon ve karşılığı zamlarla geri alıyor.
Bu bir bütçe anlayışı olmalı.
Devlet kendi bütçesini ayarlarken, özel sektörde kendine yönelik düzenlemeleri yapıyor doğal olarak.
Bu ayarlamanın tanımı da sektörde müşteriye yansıtılan fiyatlar…
Bu yapılan ‘Fahiş Fiyatlar’ olarak adlandırılıyor ama Piyasa-Devlet, Devlet- Piyasa yansımasının sonucu bu…
Dövizin frenlenememesi…
Fiyatların kontrol altına alınamayışı…
Tüketen değil üreten bir ülke tanımına ulaşamayışımız sonunda halk olarak fahiş fiyatlarla karşı karşıya kalıyoruz.
Bu sahilde de böyle.
Çarşıda da…
HOŞGÖRÜ- ANLAYIŞ
DİNLEYEN, anlayan bir toplumun bireylerine hakim olması gereken hasletler bunlar.
Dinlemeyi bilmezseniz, konuşmanızı ve fikir üretmenizi de düzenleyemezsiniz.
Dinlemeyen insanın açığa çıkartacağı ilk duygu;
Öfkesidir!
Öfke, şiddeti getirir.
Şiddet, zafiyeti…
Halk kesimleri arasında eğitimsizliğin getirdiği zafiyetle insanlar tartışarak, birbirlerini anlamaya çalışarak aralarındaki meseleleri çözmek yolunu seçemeyebilirler.
Ama toplumun önüne çıkmış…
Temsil kabiliyeti olan…
Halk adına sorunları yerinde takip etme ve çözme görevleri olan şahsiyetlerin öfkelerine yenik düşmeleri olacak şey değil.
Tasvip edilecek bir davranış hiç değil.
O nedenle, Atakum Belediyesi iki belediye meclisi üyesinin meselelerini yumrukla çözmeyi tercih etmeleri…
Tam da bu davranış modeli örneği.
Her ne olursa olsun, etik değil!
Yakıştıramadım da!