ŞAMPİYONLUK yolunda fire vermeden devam etmek isteyen lider Samsunspor’un cumartesi gecesi rakibi Pendikspor’du.
Farklı hedefleri olan iki takımın oyun içinde mutlak hakimiyeti ele geçirmek için verdiği çabalar asla münakaşa, münazara edilemez.
Maçım sonucu başlamadan (1-0) Samsunspor galibiyetiyle ilan edilse, itiraz eden çıkar mıydı?
Sanmam!
Tribünleri her geçen gün daha da takımıza, kentine yakışan şekilde dolduran taraftarı mutlu sona giden yolda takımından çok mu güzel bir futbol beklerdi?
Hayır!
Galibiyetin her türlüsü, her şeyin ilacı…
Süper Lig’e giden yolu bir adım daha kısaltacak bir adım olurdu.
Statta olanı, olmayanı…
İzleyeni, her kime sorsanız buna evet derdi.
Yine de işini şansa bırakmayacak bir futbol anlayışıyla başladı Samsunspor…
İlk dakikalar içinde bulduğu golle;
‘Ben bu ligde misafirim’ diye haykırdı.
Ama 5. dakikada gelen kırmızı kart sanırım tüm tribünlerde soğuk duş etkisi yaratırken 10 kişilik oyunda da varız diyen Samsunsporlu futbolcular ikinci golü de hanelerine yazdırıp bir an için herkesi soluklandırdılar.
Bir an için diyorum çünkü eksik Samsunspor karşısında ümitlenen misafir takım oyuncuları maçın idare edeninin de hoşgörüsüyle beraberliği yakaladı.
Eksik kalmasına rağmen ilk yarıyı dişe diş oynayan Samsunspor’da teslim olmayan sadece saha içindekiler değildi.
Hüseyin hoca da bu direnişe katıldı ve yaptığı değişikliklerle galibiyete inanan futbolcularını takviye etti.
Mücadele güçlerini yükseltti.
İnançlarını tazeledi.
Bu inancın karşısında ne maçın hakemi…
Ne de ‘acaba buradan puan kapar mıyım?’ düşüncesiyle koşturan rakibi de duramadı.
İnanmak, başarının yarısı…
İnanınca ve o inançla yüreğini ortaya koyunca;
On kişi, dokuz kişi kalmışsın fark ediyor mu?
Sonuç ortada.
Fark etmiyor!
Hüseyin hoca ve talebeleri,
Doludizgin ve tribünlerde yazılan gibi;
‘ GELİYORUZ’ diyor…