CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMLERİ için dört aday var ve hepsi sahada…
Böyle bir makamı kimse bırakmak istemez.
Gelmek isteyen de çok olur.
Bugünkü yetkileriyle ülkenin yaşadıklarından büyük çoğunluğun memnun ve mutlu olmadığını da söylemek mümkün.
Ülkemin insanlarının murakabe yeteneğinin istenilen seviyede olmadığı gerçeği de ortada.
Zira eğitim sisteminin yıllara sari yarattığı noksanlık bu eksikliği körüklemekte.
Bu nedenle de seçmen ülke gerçeklerine göre değil takım tutar gibi desteklediği adayla yürümeyi seçmekte.
Aday olarak ortaya çıkanları kabul edip etmemek hiçbirimizin haddi değil.
Ama kendimize göre bir niteleme,
Karşılaştırma,
Tercih etmek şansı hepimizin elimizde.
Sandığa gittiğimizde bu dört adaydan birine oyumuzu vereceğiz.
Verdiğimiz oyla da ülkenin nasıl yönetileceği konusundaki fikrimiz şekillendirmiş olacağız.
Elbette herkes gibi benim de oyumu vereceğim bir aday var.
Ama oy vermeyi hiç düşünmeyeceğim aday da…
Benim görüşüm ve tarzım bu diyerek, öfke ve nefret görüntüleri sergileyen Muharrem İnce’yi hiç düşünmeyeceğim bile mesela.
Ki, benim düşünenlerin sayısı hiç de azımsanmayacak ölçüde.
Hatta daha da farklı niteleyenler var.
Ve onlar partisinin daha düne kadar içindeydiler.
Memleket Partisi’nin iki milletvekili adayı, adaylıktan istifa ettiler.
İstifa ederken de, partilerinin Cumhurbaşkanlığı Adayı Muharrem İnce’nin ve Genel Merkez eylem ve söylemlerinin AK Parti’nin ekmeğine yağ sürdüğünü öne sürdüler.
Son istifa Memleket Partisi Milletvekili Adayı Doğukan Ekiz’den gelirken, Ekiz istifa gerekçesini şöyle belirtti;
“Milyonlarca insan gibi benim de 24 yıllık yaşantımın 21 yılı AKP iktidarı tarafından her gün baskıların, işsizliğin, ötekileştirmenin daha da arttığı ve geleceğimizin el birliğiyle yok edildiği günleri görerek geçti. Bu günlerin tekrarlanmaması adına aydınlık, çağdaş, umut dolu bir Türkiye Cumhuriyeti hayalimiz için AKP iktidarının yolunda koşar adımlarla ilerleyen Memleket Partisi üyeliğimden ve Milletvekili Adaylığımdan sizlerin huzurunda istifa ediyorum.”
Elbette sözleri ve fikirleri kendisini bağlar ama kendi partisinin cumhurbaşkanı adayının agresif tutumu, nefret dolu sözleri için ‘Benim görüntüm ve söylemlerim böyle’ diyerek kendini savunan Sayın İnce’ye kendi gençleri gibi benim de verilecek oyum olmadığını söylem olarak ilave etmeliyim.