VATANDAŞ olarak tüketmediğimiz malların, geçmediğimiz yolların parasını ödemeye alıştık.
Doğru kelime aslında ‘Alıştık’ değil de ‘Mecbur bırakıldık’ olmalı.
Zira bir yerlerden fatura ile hepimizden tahsil ediyorlar.
Gerçi şu andaki konumuzla ilgisi yok ama yeri gelmişken sormalıyım;
‘Sahi biz elektrik faturalarında TRT payını neden ödüyoruz?’
Herkes soruyor ama kimse cevabını alamıyor.
Şimdi bunlara birde üretmediği elektriğin parasını Türkiye Elektrik Üretim ve İletişim A.Ş.’nin yazılımlarını kırarak 210 milyon lira tahsil eden Samsunlu bir firmanın bu hırsızlığını demek lazım herhalde, devlete verdiği zararı Samsunlular olarak biz ödemişiz!
Niye?
Hangi hakla bu parayı bizim faturalarımıza yansıttınız?
Bu şirketler bazı uyanıklar tarafından hacklenmişse, sorumlusu biz miyiz?
Bu bir iddia…
Ama hepimizin cebini ilgilendiren bir iddia.
Töhmet altında kalmak istemiyorlarsa bizden elektrik faturalarını tahsil edenlerin kamuoyunu doyurucu bir açıklama yapmalarını bekliyorum.
ÖRNEK OLMAK İSTİYORSANIZ ALIN SİZE ÖRNEK
İSTANBUL’da bir aile, 2 yaşına giren çocuklarına gösterişli bir doğum günü yapmak yerine, yüzlerce yemek ve tatlı bulunan tabakları sokakta yaşayan evsizlere dağıtıyor.
Ne kadar asil ve anlamlı bir davranış değil mi?
Varlıklı olduğu anlaşılan bu aile istese beş yıldızlı herhangi bir otelin vip salonunu kapatır, çocuklarına görkemli bir yaş günü partisi düzenleyebilirdi.
Ama onlar böyle yapmak yerine olmayanı, yemeyeni doyurmak ve yüreklerinin güzelliğini bu şekilde paylaşmak istemişler.
Zaman zaman kentimizde varlıklı insanlarımızın bir araya gelerek yiyip, içtiklerini duyuyor ve biliyoruz.
Halbuki bu aileyi örnek alsalar…
Her hafta birbirlerini yine, yeniden ağırlamak yerine 10-50- 100 ne kadar istiyorlarsa o kadar aileyi doyursalar, giydirseler de makbule geçseler.
Bizde onları bu aileyi ettiğimiz gibi canı gönülden tebrik etsek.
Olmaz mı?