SAMSUNSPOR geçmişimi anlatmama gerek yok.
Bilen, biliyor.
Tanıyan, tanıyor.
Spor camiasında ‘kaptan’ olarak anılmamın ve sayılmanın ardındaki hikâye bir sır ve tesadüfi değil.
Gözümü ilk açtığım ve yıllarca kendi çapımda hizmet verdiğim bu camianın her şartta takipçisi, destekçisi ve hizmetkârı oldum.
Hayatım için ideal olarak ortaya koyduğum ve ulaştığım bir hizmet ocağıdır Samsunspor…
‘Samsunlu olunmaz, Samsunlu doğulur’ diyenlerdenim.
Dolayısıyla aşığı olduğum bu kentin başarılı olması için gözünün içine baktığım bir ocaktır kırmızı beyazlı camia.
Geçmişte benimde içinde olduğum çok güzel günleri de yaşadık.
Üzüntüyü ve hüsranı da…
Ama her sezon başlangıcı sonu başarı, alkış ve kucaklaşmayla bitecek bir süreçle kucaklaşmayı arzuladık.
Bu sezon da öyle…
Parasını, arzusunu, sahiplenme duygularını yoğun olarak ortaya koymuş bir başkanla ait olduğumuz yerde, Süper Lig’deyiz.
İyi başlayamadık.
Alınan sonuç ve ortaya koyulan futbol ile de çok umutlanamadık.
Bu durumun yapılan ve yapılamayanlarla elbette ilgisi vardır.
Sezon planlamasında yanlışlar ve eksiklikler de olabilir.
Ama her gün yeni bir umudun başlangıcıdır diyerek yeni bir güne uyanmak gerek.
Amacım senaryoları, geçmişi tartışmak değil.
Çünkü pazar günü önemli bir maça çıkacak Samsunspor…
Kendi sahasında, yeni hocası Rıza Çalımbay yönetimindeki Beşiktaş’ı ağırlayacak.
Beşiktaş’ı biliyoruz.
Türk futbol tarihine mal olmuş bir İstanbul takımı.
Peki, hocası Rıza Çalımbay kim?
Yıllarca bu takımın kaptanlığını yapmış, camiasına gönül vermiş biri.
Bu nedenle gönlünün takımında olmasına itirazım yok ama;
Kendisine Samsunspor için yapılan teklife, ‘Kadrosu çok zayıf’ düşüncesiyle yanaşmamasına var.
Çünkü bugün Samsunspor formasını terleten siz genç arkadaşlarımın, onun bu tanımına uymadığınızı biliyorum.
Sahada futbol adına, kendiniz gibi mücadele ettiğinizde ne denli başarılı olacağınızı da.
Çok uzun zamandır hastalığım nedeniyle stada gelip, sizi sahada seyredemiyorum.
Yarın yine 19 Mayıs Stadyumu’nda olamayacağım.
Ama ekran başında yüreğim sizin için çarpacak.
Galip gelmenizi elbette istiyorum ama sonuç benim için çok önemli olmayacak.
Şahsiyetinizi ve karakterinizi, sizi çalıştırmaya değer bulmayan birinin liderliğindeki takıma karşı sahada sergileyip, sergileyemeyeceğinize bakarak bu maçı yorumlayacağım.
Ruhunuzu, forma aşkınızı ve taraftara saygınızı ortaya koyup, ‘Bu takım çok güçsüz, kadrosu yeterli değil’ diyerek görev almak istemeyen Rıza Çalımbay’a, ‘Onurlu duruş ve karakterli bir mücadeleyi ortaya koyarak gerekli cevabı verecek misiniz’ ona bakacağım.
Bu ruhla sahadaki mücadeleniz, her türlü skor ve neticenin üzerinde olacaktır bunu bilin istiyorum.
Ama çok merak ediyorum;
Sahi siz, Sayın Çalımbay’ın düşündüğü kadar güçsüz, yetersiz ve zayıf bir kadroyu oluşturan futbolcular mısınız?
Yoksa belli bir sürecin yarattığı zafiyetten sıyrılmayı hedefleyen, futbol onurunu ve takım olma karakterini taşıyan yürekler mi?
Haydi çıkın, oynayın ve herkeste, bizde görelim!
.