GEÇEN haftanın galibi iki takımın bu seriyi sürdürme mücadelesini seyrettik İstanbul’da…
Maç başlama düdüğüyle her iki takımında galibiyet için sahada olduğunu anladık.
Bu sezon henüz deplasman galibiyeti olmayan Samsunspor bu nedenle kazanmak için daha iştahlı göründü.
Geçen haftanın iyisi Benasser’in sakatlanıp çıkması ise kırmızı beyazlılar adına bir talihsizlik oldu.
Her iki taraf içinde gol adına pozisyonlar izledik ilk yarıda ama bu pozisyonları gole çevirecek ayaklara rastlayamadık.
Samsunspor’un artık iyi veya kötü bir oyun planı var sahada.
Rakibin kendi sahasında başlamak üzere mutlaka topu kazanmak için pres anlayışı ve sonrasında takım olarak topun arkasına geçerek rakip atakları karşılama düşüncesini koymaya çalışıyorlar sahaya.
İkinci yarıda da bu anlayışla devam ettiler.
Drongelen’in yaptığı hatada yıkmadı onları.
Oyuna sonradan giren Soner, Laura ve Nihtcham ve Holse’nin direnç katan mücadeleleriyle bastırdıkça bastırdılar.
Ama gol şansı diye bir şey var futbolda.
O da bugün Samsunspor’un yanında değildi.
Rakip kale çizgisinin hemen önündeki pozisyonlarda bile ayaklar becerili değildi.
İstek, koşmak, oyun planına sadık olmak bazen yetmiyor.
Gol olmayınca, oynadığınızın karşılığını alamıyorsunuz.
Bu maçta alınacak bir üç puan araya ve sonrasında oynanacak Beşiktaş maçına moral katabilirdi.
Umarım o maça Fofona yetişmiş olur.
Samsunspor’un alman hocasının maç bittikten sonra sarı kartı olmasına rağmen yaptığı itirazla kırmızı kart görmesine bir anlam veremedim.
Beşiktaş maçında takımının başında olamayacak olması büyük talihsizlik.
Rakip Pendik, golü atıktan sonra skorun üzer ne yatmak için elinden geleni yaptı.
Zaman çaldılar.
Düştükleri yerde yattılar ve üç puana ulaştılar
Maçın hakemini çok çözemedim. İlk yarı boyunca tüm ikili mücadelelere müsaade edip, oyunu devam ettirdi.
İkinci yarıda ise tam tersini yapıp önüne gelen pozisyonlara çoğunlukla ev sahibi takım lehine düdük üfledi.
Dünkü doksan dakika mücadelesine yazık oldu Samsunspor’un.
Zira sahada rakip filelere atılamamış gol dışında her şey vardı.