ELİNDE olmayanı paylaşmak bir moda oldu adeta.
İnsan bir bakkal dükkânı açacak olsa;
Ortaya bir sermaye koyar.
O sermaye ile ne kadar mal alacağını…
Ne kadar akçesi yedekte tutacağını…
Ne kadarı ile yatırım planları yapacağını planlar değil mi?
Ya da mevcut bir dükkânı alıp, işletmeye niyetlense,
İçinde ne kadar mal olduğuna…
Kasasında para olup olmadığına…
Alacak defterinde ne kadar alacağı olduğuna bakmaz mı?
Bunlarla ilgili bir ön inceleme yapmaz mı?
Ha, cebinde vardır sorumsuzca harcayabileceği parası…
Size ne kardeşim, para benim istediğim gibi harcarım.
Yen raflar, terekler yaptırırım.
Satacağım malları ayrı bir yerde depolarım diyebilir.
Şimdi belediye başkanlıklarına aday olanlara bakıyorum iktidar, muhalefet ayrımı yapmadan…
Hepsi bol keseden atıyor.
Kimi Samsun’un gelecek elli yılını planlıyor.
Kimi kentini, turizm kenti yapacağım diyor.
Kimi Samsun’u yıldız yapmakla meşgul.
Kimi, ‘İstikbal göklerdedir’ deyip projelerini bulutlar arasında uçuruyor.
Kimi sanki diğerleri fal bakmaya geliyormuş gibi, ‘Biz hizmet için geliyoruz’ diyor.
Kimi emekliye maaş,
Öğrenciye ücretsiz ulaşım,
Kültür, turizm, festival diyor.
Kimi makamın kapısı,
Kimi telefonum açık olacak diyor.
Ee, yarım asrı çoktan geride bıraktığımız bir ömürde biz bunları çok duyduk tabi.
Seçimden önce içi içine sığmayan…
Güldü mü, gülücükler dağıtan.
Sarıldı mı, bir daha bırakmayan nicelerini gördük.
Seçimden sonra, ‘Hep beraberiz’ dediler.
‘Sana, size, aklınıza ihtiyacımız olacak’ dediler.
Oldu mu?
Olmadı tabi!
Kıçları koltuğa değdi;
Hepsi değişti!
Tüm sözler unutuldu, gitti.
Ziyaretlerine gittiğinizde sizi bir an önce postalamak için 50 tane bahaneler üretti.
Dolayısıyla boş lafa karnımız tok bizim.
Kulağımızın arkası da kalmadı!
Bence bol keseden atarken talip olduğunuz belediyenin bütçesine,
Kasasına,
Gelirlerine bir bakın.
İşçi, memur zamanında maaş alabiliyor mu bir öğrenin.
Ondan sonra varsa kafanızda bir gelir kalemi planlarınızı yapar.
Yatırımlara başlarsınız.
Ama inanıyorum hatta iddia ediyorum;
Adayların hiç biri talip olduğu yerin bütçesinden haberdar bile değil.
Durum böyleyse,
Sormalar mı adama;
‘Bu kadar üfleme hangi bütçeyle’ diye!