DOĞMAKLA, ölmek arasındaki zaman.
O zaman süresince yaşam ve yaşamak.
Yaşamak ta, neyi yaşamak?.
Unutmayın ki;
Yaşamak, nefes almak değil sadece.
Aldığınız nefesi,
Düşüncelerinizi,
Hayallerinizi,
Başarabildiklerinizi anlamlı kılmak, yaşamak..
Bu başarı ancak gerçek dostlarla geliyor.
Çünkü tükendiğinizi düşündüğünüz anlarda ancak onlarla ayaklanabiliyor,
Karşınıza çıkan ve yaşam serüveninize giren her menfi veya müspet olaya ancak onlarla direnebiliyorsunuz.
Dostların olmadığı hayat;
Yapraksız ağaç,
Susuz yaşam,
Güneşsiz dünya,
Tutmayan el,
Görmeyen göz,
Bir an sonrasına yürüyemeyen ayak gibidir.
Hep istediklerimizi mi, yaşadık bu hayatta?.
Mümkün mü böyle bir şey?
Ne acılarımız,
Ne hüzünlerimiz oldu değil mi?.
Kendinizi çaresiz hissettiğinizde,
Bir başınıza kalıp, yanlılığın pençesine düştüğünüzde,
Kimi, kimleri aradınız?.
Dostlarınız değil mi?..
En azından ben böyle hissediyorum.
Güçlü bilinen, güçlü görünen bir insan olarak hissettirmediğim bu yanım depreştiğinde,
Hep onları beledim.
Hep onları yanımda hissetmek istedim.
Zira onlarsız yaşanan bir sürece hayat demek ancak safdilliktir.
Yaşamınıza dair anekdotları geleceğe taşıyacak,
Sizi, sizden sonrakilere anlatacak olan, onlardır.
Düşüncem odur ki;
Dostlarınızla,
Sevdiklerinizle,
Sevenlerinizle yaşadıklarınız ve,
Bıraktığınız izlerdir, hayat..