İNSAN olmanın ve öyle kalmanın erdemini muhafaza etmek her bedene nasip olmaz..
Sadece kendi için yaşamamalı insan..
Kendi dışında bir dünya olduğunu ve orada insanların sizin yardımınıza, şefaatinize muhtaç olduğunu bilmelisiniz..
Çaresizlik bir insanın karşılaşabileceği en önemli duygu..
Kendi başınıza içinden çıkamayacağınız bir durumda debelenip durmaktan başka yapabileceğiniz bir şey yoktur..
Sonrası da umutsuzluktur..
Hangi yaşta olursa olsun hayattan kopacağını düşünmek her insana zor gelir, zül gelir..
Bir ses, bir nefes ararsınız..
Sizi düştüğünüz kuyunun dibinden çıkartacak bir umut elidir beklediğiniz..
Çünkü düştüğünüz yer derindir ve gittik ve kararmaktadır..
Yeniden tutunmak ve dönmek istediğiniz gün ışığını ve umudu size verecek birini aramak ve beklemektir yapabileceğiniz..
İşte Atakum’da çıkan yangında, 95 yaşındaki Mevlüde ninenin yardım beklerken hissettikleri tam da budur..
Beklediği umudu ona sunan, evladı yaşında olan polis memurları Dursun Ali Şekerci, Mehmet Parlak ve Yakup Şahin olmuş..
Alevlere aldırmadan nineyi sırtlayan polis kardeşimiz onu tehlikeden uzaklaştırarak kalan ömrüne yeni bir umut sunmuş..
Polisimiz için gerçekten güzel ve hayırlı bir hareket olmuş..
Zaman zaman farklı nitelenen güvenlik güçlerinin vatandaşın hayatı öz konusu olduğunda ne kadar fedakar olacağına bir örnek olmuşlar..
O polis kardeşimiz sırtında taşıdığı aslında Mevlüde nine değil, bir hayır küfesidir.
Aldığı hayır dua, mutlaka ki ömrünün nihayetine kadar onunla gidecektir..
Polisi farklı gözlemleyen ve yorumlayanların, onların da bizden biri olduklarını ve yeri geldiğinden bizim için tehlikeye atılmaktan kaçınmayacaklarını gösteren çok önemli bir örnek olarak görüyorum..
Kendilerini ve camialarını tebrik ederken, Türk polisinin yeri geldiğinde nasıl bir örnek olduğunu sergilemelerinden ötürü de kutluyorum…