SİYASETkoşullar değiştikçe sertleşiyor ülkemizde…
Bizim yaş grubumuz çok seçim gördü.
Çok şeyler yaşadı.
İhtilaller…
Muhtıralar…
Savaşlar…
Son 20 yılda yaşananları saymıyorum.
Neler olduğunu herkes biliyor artık.
Büyüyen bir ülkede iktidar olmanın ve öyle kalmanın sancılarını biliyoruz elbette.
Ama alışamadığımız tek bir husus var galiba.
Sert sözler…
Kavgalar…
Ayrışmaya giden yollar…
Tüm bunlar yıllardır kardeş gibi yaşadığımız ülkemizde yek diğerimize farklı bakışlar atmamıza neden oldu.
Bir siyasi parti sempatizanının kendi liderinin sözleriyle ülkeyi yorumlar hale gelmesi kendileri gibi düşünmeyenlere de ağır ithamlar göndermesine neden oldu.
Oysa siyasi partiler bu ülkenin partileri.
Hepsi yasalara göre kurulmuş.
Gerek teşkilatlarında, gerekse parlamento ve yerel yönetimlerinde yer alanlarda yasalarda yer alan kriterler uygun oldukları için bulundukları yerleri elde etmiş.
En basit misaliyle Cumhuriyet Savcılığı’ndan temiz kağıdı alamayan veya seçim kurullarınca onaylanmayanların seçime dahi katılamayacaklarını bilmemiz gerekiyor.
Dolayısıyla bu kriterlerle görev yapan siyasi kimlikleri farklı suçlamalarla itham etmek yasalarımızı görmezden gelmekle eşdeğer oluyor.
Kim bu seçilenler?
Farklı siyasi partilerden olsalar da, aynı havayı soluduğumuz, bildiğimiz, tanıdığımız insanlar.
Kimisi arkadaşımız…
Kimisi dostumuz…
O zaman neden birbirimize düşman gibi bakıyoruz diye sormakta haklı olmuyor muyuz?
Bunlar konuşuluyor.
İnsanlar sanki yasaların verdiği haklarla bu makamları hak etmemiş gibi suçlanıyor.
Bu da bizi geriyor, birbirimizden uzaklaştırıyor.
Tüm bu yazdıklarım genel siyaset tanımı içinde yapılıyor.
Ama bir şeyden, bir Samsunlu olarak mutluyum.
Seçim yarışı içerisinde ufak, tefek sataşmalar olsa da Samsun’da adaylar arasında düzeyli bir seçim sathı var.
Bu bize, Samsun’umuza ve siyaset erbabına yakışıyor.
İşte bu nedenle, her şeye rağmen Samsun’da seçime giren tüm adayları kutluyor ve huzurumuzu bozmadıkları için kendilerine teşekkür ediyorum.