SEÇİM zamanları böyledir.
Önce ilk heyecan başlar.
Aday Adayları çıkar ortaya.
Kimisini partisi istemiş olur.
Kimisi de toplum baskısına dayanamayarak aday olur!
Resimler çekişir sonra.
Afişler asılır.
İlanlar verilir.
Reklamlar yapılır.
Gazete, televizyon ziyaretleri başlar.
Adaylar ne kadarda verimli bir geçmişleri olduğunu anlatırlar
Seyredenler ve okuyanlar da;
‘ Vay anasını biz bu adamı nasıl atlamış, bugüne kadar görmemişiz’ falan derler!..
Sivil toplum ve mahalle ziyaretleri.
Yöresel katılımlar.
Etkinlik geceleri.
Sohbetlerin koyulaştığı sabah kahvaltıları vardır sırada.
Bütün adaylar ne kadar çok sevildiklerini ve istendiklerini görür oralarda!.
Bir randevu kopartan soluğu Ankara’da alır sonrasında.
Erişebileceği en üst makamla tanışır.
Sohbet eder.
Ve izlenimler harika olur.
‘Bu iş tamam. Genel Merkez arkamda’ der..
‘Tamam mıdır aslında yoksa beklentiler midir’ akılda kalan pek bilinmez.
Ama dedikoduları çabuk yayılır.
Ankara’ya da gittik.
Çok ilgi gördük.
İş açıklamaya kaldı söylemleri artık fısıltı gazetelerinin sütunlarında yer almaya,
Toplum içinde konuşulmaya başlar.
Tüm bu süreçte herkes birbirinin gözüne bakmakta ve bir kıvılcımdan ateş çıkartmaya çalışmaktadır.
Böyle çok seçim yaşadım.
Çok da hikâye dinledim.
Tutan da oldu.
Tutmayan da!
İşte yine o günlerden birindeyiz..
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik;
‘ Adayların bir kısmını bu Pazar açıklayacağız. Geri kalanı 15’inden sonra’ dese de,
Dün bütün Samsun’da büyükşehir adayının Çarşamba Belediye Başkanı Halit Doğan olacağı konuşuldu.
Hatta Ankara’ya davet edilip, edilmeyeceği tartışılıyordu.
Birçok aday gibi kendisini tanımam.
Ama mutlaka diğer aday adayları gibi çok arzu ediyordur.
Ama sahne, siyaset sahnesi her şey, herkes olabilir.
Akşamdan sabaha da çok şey değişir.
O güne kadar da tüm aday adaylarına başarılar dilenir.