GAZETEYE geldiğimde Genel Yayın Yönetmeni Hayati Kaynar ile sohbet ederken buldum Yılmaz Hocaoğlu’nu..
Başlangıcı kaçırdım belki ama arayı kapatmak çok zor olmadı haliyle.
Hocaoğlu’nun toy bir siyasetçi olmadığı kesin.
İktidar partisinde ilçe başkanlığı yapmış bir siyasetçi.
Son dönemi de belediye meclis üyeliği hizmeti ile geçmiş.
Şimdi de Yeniden Refah Partisi’nin Canik İlçesi Belediye Başkan Adayı..
Son dönemde AK parti saflarından bu partiye yönelmelerin çok olduğunu görüyoruz.
Bu şartların getirdiği bir iltihak mI?.
Yoksa aslına dönüşün bir teveccühü mü?
Tabi benim bu soruya cevap vermem zor.
Ancak muhataplarının samimiyeti bir şeyler düşündürebilir ve ikna edebilir bizleri.
Tabi bu aslında bugünün konusu değil.
Üzerinde de duracak değilim.
Yılmaz Hocaoğlu’nu isim olarak, kişi olarak tanıyorum elbette.
Ama karşılıklı olarak konuşup, tartmam bir ilktir.
Geçmiş hizmeti itibariyle Canik’e hakim olduğu yadsınamaz bir gerçek.
Belediyenin girdisini, çıktısını iyi biliyor.
Bugüne kadar neler olmuş?
Eksikler, fazlalar nedir?.
Canik halkı ne bekliyor?.
Bu insanlara nasıl yanaşılır konularına bu ilçede yaşaması itibariyle hakim.
‘ Canikliler ondan bugünkü yönetimden kendilerini kurtarmasını’ bekliyormuş.
O da zaten bu nedenle aday olmuş.
Ama adaylığının biraz geç açıklanmasının kendisi için bir takım hazırlıkları noksansız yapması konusunda bir handikap olduğunu kabul ediyor..
Mesela ben her gelen adaya;
‘ Meclis üyelerinin nitelikleri ve belediyede alacakları görevler konusunda secici ve dikkatli davranıp, davranmadıklarını’ sorarım.
Zira meclis üyesi olmak için partili olmak,
Dost, arkadaş olmak yetmez.
Özellikle de komisyonlarda görev yapmaya namzet olanların, o konularda ihtisas sahibi ve toplum saygınlığına erişmiş kişiler olması gerektiğine inanır ve konunun altını çizerim..
Yılmaz Hocaoğlu’nun şahsını tenzih ediyorum ama meclis üyeleri konusunda zaman darlığından ötürü bu konuya çok eğilemediğini de görüyorum.
Ama bildiği, tespit ettiği başka şeyler var belediye ve onu yönetenler konusunda.
Bu konuları halkın veya bir şekilde kendilerine iletenlerin kamuoyuyla paylaşmasını bekliyor.
Şahsen ben salt bana iletildiği için iddiaların seslendiricisi olmam.
Bunu ilk elden halkın önüne çıkanların yapmasında fayda görürüm.
Yani Sayın Hocaoğlu’nun bildiği gerçekleri bir başkasının duyurmasını beklemeden kamuoyuyla kendisinin paylaşması doğru yöntem olur.
Bu kadar deneyimli ve donanımlı bir siyasetçinin halk içinde kabulü ve tensibi zor olmaz ama bazen siyasette,
çok nezaketin, çok kazandırmayacağını söyleyebilirim..