YILLARDIR takip ederim, sözleşme vakti geldiğinde işçiler kıpırdanır, belediyeler homurdanır.
Çünkü sözleşme vakti, emeğin karşılığını alma, boy gösterme vaktidir.
Yıl boyunca işçinin maaşından kesilenlerle faaliyetlerini sürdüren sendikalar, gün geldiğinde artık masaya oturup aldıklarının karşılığını vermeyi hedefler.
Bunun sözüm ona anlaşmaları yani karşılıklı iş pişirmeleri yok mudur?
Vardır…
Özellikle iktidara yakın sendikalar, çok fazla efelenemeyeceklerini bildikleri için kendilerine daha önce dikte edilen rakamlar üzerinden anlaşmalarını tamamlarlar.
Sendika başkanlarına ve yöneticilerine bu anlaşma dolayısıyla gelecek bir zarar yoktur.
Ne olursa, işçiye, emeğine olur!
İçeride pazarlık sürerken süren endişeli bekleyiş, üç kuruş daha fazla almanın beklentisiyle ortaya çıkan rakama razı gelerek son bulur.
Girişi uzun tutmamın nedeni, bir iktidar partisi belediyenin, işçi sendikasıyla yaptığı ve son yıllarda pek görülmeyen bir anlaşmanın neticesi nedeniyledir.
Tekkeköy Belediyesi Başkanı Hasan Togar temsiliyle bir araya geldiği işçi temsilcileriyle, işçilere bayram yaptıracak bir uzlaşmaya varmış.
Rakamlara pek girmek istemiyorum.
Önemli olan yaratılan algı. Zaten o algı varsa, çalışanınızın hakkına, hukukuna saygınız var demektir.
Hasan Togar’ın şu sözleri o nedenle çok önemli;
“Tekkeköy Belediyesi büyük bir aile. Burada çalışan herkesi de bu ailenin bir parçası olarak görüyorum. Amacımız aidiyet hissiyatını üst seviyelere taşıyıp hizmet etmek. Belediyemizin imkanlarını sonuna kadar zorlayarak, belediyemizin yükünü taşıyan işçi kardeşlerimizin refah seviyesini yükseltmeye çalıştık.”
İşte anlatmaya çalıştığım algı bu.
Bu algıya sahip olduğunuz müddetçe, “sadece ben!” egosundan sıyrılıp, maiyetinizdeki insanlarla bütünleşmiş olursunuz.
Bu nedenle Hasan Togar’ı kutluyor, örnek alınmasını diliyorum.