BİLİYORUM yaygın basının güçlü kalemleri tarafından yazılmış ve yazılacak konular arasında ilk sırayı alacak bir konudur.
Siyasi iki parti arasında vuku olacak bir ittifaktan söz etmiyorum.
Bugün geçmişte kör odağı olarak anılan bir grubun geçmişte ülke üzerindeki amellerini gerçekleştirmek için ortaya koydukları bir eylem.
Haber bültenlerinde birkaç kez seyrettim.
AKP Medya Tanıtım Başkan Yardımcısı Emre Cemil Ayvalı, FETÖ’yle kurulan ilişkiyi anlatıyor, Ahmet Hakan’ın sunduğu Tarafsız Bölge programında.
Tam anlamıyla bir itiraf.
Amacı, FETÖ’yle, Kemalistleri birbirlerini kırdırmak olarak anlatıyor.
İktidara yeni gelmiş bir parti olarak 8 sene genel müdürlük yapmamış birini müsteşar olarak dahi atayamıyorduk.
Devlet kadrolarındaki Kemalistleri darbeci olarak niteleyen Ayvalı, “AKP bunun için FETÖ ile kol kola girdi” dedi.
Bu söyleme karşılık katılımcıların birinin tepkisi ise, “Evet, işte itiraf bu” oldu.
Bu konu gerek yazılı ve görsel basında, gerekse sosyal medyada çok tartışılacaktır.
Siyaset buradan hareketle birçok algı yaratmaya çalışacak.
Mutlaka ki karşılığında mazereti bulmaya çalışanlar olacak.
Ben siyasetin hiçbir kirliliğine ortak ve müdahil olmak istemiyorum.
“İtiraf ve ittifak” bir senaryo, bir kitap olabilir.
Seyredilip, unutulan bir film…
Okunup bir köşeye atılan bir kitap olarak kalabilir.
Ben ülkemim geldiği noktaya bakıyorum.
Ben siyasetin ve siyasetçinin şahsi ikballeri uğruna ülkeme ve insanlarına yaşattıklarına bakıyorum.
Ben kendi ayıplarını saklayabilmek adına harcanan, suçlanan ve özgülüklerini yitiren değerlere bakıyorum.
Ve istisnasız her kesimden bu ülkenin yönetimine talip olanlara diyorum ki hadi boşaltın içinizdekileri…
Ne varsa koyun masaya.
İtiraf edin.
Bilelim, öğrenelim, istifade edelim.
“İTİRAF”ın tarifi bu olsun güzel ülkemde...
Sonra gelin bir araya.
Ülke adına.
Türk insanının menfaati adına…
Her şeyi düzeltmek, onarmak ve ülke yararına geliştirmek adına…
Biz de diyelim ki;
“İTTİFAK” dediğin budur.
Halk için olacaksa, böyle olur!