LİGİN galibiyeti olmayan tek takımı Samsunspor, bu umudunu gerçekleştirmek için Ankaragücü karşısındaydı.
Cumhuriyetin 100. yılına yakışır bir şekilde başladı maç.
Her iki takımın taraftarları rakiplerini alkışlayarak barış ve kardeşliğin güzel bir örneğini verdi.
Sahada yer alan futbolcular da ilk yarı boyunca bu anlayışa hizmet edecek şekilde akıllarını futbolun hizmetine vermeye çalıştı..
İlk 45 dakikada tek bir şutu yok Samsunspor’un.
Dolayısıyla girdiği veya girebileceği gol pozisyonu da..
Rakip ceza sahasında sadece köşe atışlarıyla gözükebildiler.
O atışlardan da bir sonuç çıkaramadılar.
Tipik bir deplasman takımı anlayışı vardı Samsunspor’un sahada.
Rakip kendi kalesinden oyuna başladığında takım olarak topun arkasında yer alarak Ankaragücü atakları karşısında daha kalabalık ve daha dar bir alanda karşıladılar.
Orta sahayı tamamen bypass eden Samsunspor, rakip defansın arkasına attığı toplarla buluşmayı hedefleyerek oynadı ama bu anlayış bir sonuç getirmedi.
45 dakika boyunca topa daha çok sahip olan rakip takımda, Rodrigez’in yarattığı tehlikeler dışında fazlaca etkili olamadı.
İkinci yarıda tüm değişiklik haklarını kullandı Samsunspor..
Ama girenlerle, çıkanların bir farkı olmadı.
Çünkü Süper Lig kalitesinde diyebileceğimiz bir oyuncusu yok Samsunspor’un.
Hal böyle olunca aslında kötü oynayan Ankaragücü, kalitesiz Samsunspor karşısında goller bulup, galibiyeti yakalamakta zorluk çekmedi..
Şu oyunu, bu oyuncu deyip lafı uzatmayacağım..
Çünkü öncelikle rakibe kabul ettirebileceği bir oyun anlayışı yok.
Gönül verenlerini üzeceğim belki ama;
Görünen o ki, bu lig Samsunspor’a fazla geliyor.