BÜTÜN yurtta 3 gün yağan kar hayatı neredeyse felç etti.
Şehirlerarası yollar kapalı...
Havalimanları kapalı...
Şehirlerde ana, ara yollar kapalı…
Köy yolları kapalı…
Hatta köy yollarının yarısı o kadar hummalı çalışmaya rağmen yarısı ulaşıma kapalı halde…
HAYAT aksadı…
O aksayınca yolunda olan bir şeyde kalmadı.
Herkes kabahati birbirine atıp, sallamakta ama topyekun kar olayına hazır olmadığımız apaçık ortada.
Bırakın hükümeti, yerel yönetimleri birey olarak bile hazır olmadığımızı öğrendik.
KARDA ne yürümesini biliyoruz, ne araç kullanmasını…
GECE ayazıyla buz tutan yollarda hala yaz lastiğiyle araç kullanmanın çabasında sürücüler…
Sonuçta kaymalar, slalom yapmalar, çarpmalar hepsi yaşandı.
Aracımda kış lastikleri olmasına rağmen buz pistine dönen yolda kaymaktan iki trafik polisi kardeşim uyararak kurtardı beni…
Benden önce bir araç duramamış başka bir araca giydirmişti bile!
Tek tesellimiz tüm yurtta yoğun yağan karın, yaza olacak faydasıydı.
Kurumakta olan göllerimizi biraz olsun kurtaracağız, yazın su sıkıntısı çekmeyeceğiz diye düşündük ve teselli bulduk.
KAR bir şey daha öğretti bize aslında.
Kapısının önünü temizlemeyi düşünmeyen bizler, her şeyi belediyelerden beklememeliydik.
İmkânları kısıtlı olan yerel yönetimlerin her yere aynı anda yetişemeyeceğini bilmeliyiz önceden…
Bilmeliyiz ve bazı ufak tedbirleri kendimiz almalıyız.
Hiçbir şey yapmadan hizmet beklemenin adı, tembelliktir.
Tembel insanın da şikayet etmeye hakkı yoktur.
Böyle afetlerde didişme yerine paylaşmayı öğrenmeliyiz artık.
Otoyolları trafiğe kapatıp, yerele kabahat bulmak.
Şehir içinde olası şartları öngörmeyip, tabiata dayılanmak sadece önceden hazırlanmayı bilemeyenlerin kolaycılığıdır.
BİREY, yerelden…
YEREL, merkezden bir şeyler bekler.
ÜÇÜ birden bütünün parçalarıdır.
Ve bu parçalar paylaşmayı, üzerine düşen sorumluluğu almaktan kaçınmamalıdır.