SAHİPSİZ bırakılan her toplum ve her insanın kolayca yem edileceği bir ortamı ifade ediyor, bu deyim...
Son günlerde kullanan da çok ilginç güçlü bir iş adamı ve aynı zamanda Yılport Samsunspor Başkanı Yüksel Yıldırım…
Yeni zengin değil Yıldırım.
Ama kamuoyunun önüne Samsunspor ile çıkıp, popülaritesini yükseltmeye başlayınca göze battı!
Sadece bununla da kalmadı, açıkça saldırılara maruz kalmaya başladı.
İş hayatı, parası, pulu, serveti yargılanır oldu.
Hatta yaygın basından önemli bir kalem, Yıldırım’ın sahip olduğu limanlardan birinde ele geçirilen kokainden bahisle bakışının boyutunu değiştiriverdi.
Çok açık olarak, ‘Bu servetin suyu nereden geliyor?’ mantalitesine getirdi işi.
Ben Yüksel Yıldırım’ı tanımam ama rahmetli babasını çok iyi tanırdım.
Kentimizin önemli ve zengin demir tüccarlarından biriydi.
Yani demem o ki Yıldırım daha okul yıllarında zengin bir ailenin çocuğu olarak hayata atılmış ve kendi çabasıyla da servetinin boyutunu değiştirmeyi başarmış biri.
O, önemli yazarın iddiası kendisine ne kadar yapışır bilmem ama bu boyutta bir suç isnadının yargı önünde kanıtlanması gerektiğini bilirim.
Varsa eğri büğrü bir şey devlet hesabını sorar.
Ama inanın benim meselem ve konum bu değil aslında…
Samsunlu bir iş adamının toplum önünde bu kadar kolayca yem edilme gayretine suskun kalınışınadır.
Peki, kim veya kimler ses çıkaracak bu garabete?
Elbette özellikle kentin siyasetinde söz sahibi birileri…
Ses çıkarılar mı?
Konuya müdahil olurlar mı bilemem ama bildiğim bir şey var ki zaman zaman birçok kişinin dert yandığı Samsun sahipsizliğidir.
Bu sahipsizliği siyasete yamayanlar dahil kimsenin cebinden bu kentin takımı için 300 milyon harcamış birine dahi kucak açmıyor veya bunu düşünmüyor olmasıdır asıl mesele…
Çünkü bu kentin insanlarının, sahipsizlikten dem vuranların dahi böyle bir derdi yoktur bu kentte.
Sırf bu konudaki hassasiyeti ölçmek için köşemde yazdığım bir yazıyı, sosyal medya hesabımda yayınladım.
Ne oldu dersiniz?
Bir kadın resmine yüzlerce beğeni ve gülücük atanlar, bu kentin sahipsizliğine dönüp bakmadılar bile!
Böyle bir ortamda maddi olarak ve siyaseten çok güçlü bir iş adamımız dahi ‘Kurtlar Sofrası’nın insafına terk ediliyorsa…
Siz kimden, ne sahipliği bekliyorsunuz acaba?