AVRUPA’nın en genç nüfusuna sahip bir ülkede yaşıyoruz.
Bunun devlet adına istifade edilecek kısmı da var.
Düşündüren kısmını da…
Kim hangi tarafına takılıyor bilmem ama ülkemizin geleceği gözüyle baktığımız bu nesle ben acıyorum doğrusu…
Daha ilkokula başlamadan kreş-anaokulu denklemiyle başlayan eğitim, ilk-orta ve lise eğitimi ile devam edip üniversite-yüksekokul ile nihayetleniyor.
Bu aşamaların her birine geçişte ise bütün bir yılı meşgul eden hazırlıklar, kurslar silsilesi içinde mental bir yorgunlukla sona eriyor.
Çocuklarını orta eğitime ve üniversiteye hazırlayan veliler bu sıkıntılı süreci yakından yaşıyor.
Ama ne yazık ki kazanılan her sınav sonrası dertler, sıkıntılar sonlanacağına aksine katlanıyor.
Çünkü orta eğitime hazırlanan çocuk daha ilk seneden eğitimde ve hayatta geçerli bir üniversite kazanma hedefi içinde yeni bir yarışmanın içine girerken…
Ara dönemde her öğrenci ve veli eğitimi boyunca ikamet edebileceği bir ev ve yurt arayışını sürdürürken…
Üniversiteyi bitiren her gençte, kendisini hayat serüveninin içinde tutabilecek geçerli bir iş dalına sahip olan ve kendisine bu imkânı sunacak bir işveren arayışı ve beklentisine giriyor.
Yıllardır süregelen milli eğitim politikaları da bu hazırlıklar sürecinden nemalanan grupların ekmeğine yağ sürüyor.
Yine aynı politikalar gereği bir fakülteye sahip olmayan çok az il ve ilçemiz kaldı.
Böylesi bir üniversite enflasyon içinde ne gençleri layıkıyla eğitecek bir eğitimciyi yetiştirmek mümkün.
Ne de bu eğitimcilerin eleğinden geçip, hayata atılan gençlerin çoğunluğundan hayata başarı olarak tutunmayı gerçekleştirecek nesli beklemek mümkün.
Aslına bakarsanız hem eğitenler, hem de devlet erkânı bunun çözümünün ne olacağını biliyor.
Bu çözümün tek adı var;
“Mesleki eğitim.”
Çünkü toplumun önemli bir bölümünü oluşturan esnaf ve meslek grubunun önemli derecede elaman ihtiyacı var.
Demirci arıyor.
Elektrikçi arıyor.
Tesisatçı arıyor.
Teknisyen arıyor.
Berber arıyor.
Terzi arıyor.
Herkes ve her grup elaman arıyor.
Ama biz ne yapıyoruz?
Ara eğitime önem verip desteklemek gerekirken, popülizm uğruna işsiz milyonlar yaratmaya ve bu güdük fikrin hayatta kalmasına devam diyoruz.
Oysa esnaf ve üretici, elaman…
Gençler iş, aş ve ev sahibi olup aile kurmayı hayal ediyor ve bekliyor.