ONU bilenler bilir.
Sözünü esirgemez.
Sarf ettiği sözün önünü de ardını da düşünmez.
Eşi, dostu da olmaz…
Doğruya doğru…
Eğriye eğri düsturudur.
Aslında düşünüldüğü gibi kimseye hasmane duygular içinde olduğundan değil yanlışlar doğruların yerini almaya başladığında kabarır.
Her şeyi didik didik ettiği için çok sevilmeyebilir belki ama önce mesleki ihtisası içinde olduğu için sonrasında da yeri itibariyle rakamların doğrularıyla konuşulmasına özen gösterir.
1994’te Atakum Belediyesi’nin kuruluşu ve işleyişinde önemli rol oynamıştır.
Öncesinde siyasette oluşu ve meclis üyeliği yapmış oluşu deneyim ve birikimlerini başkanlarla paylaşma talebini doğurmuştur.
Sonrasında ise gerek Büyükşehir’de gerekse Atakum Belediyesi’nde denetleyici görevinin hakkını vermeye çalışmış bir siyasidir.
Bu dönem siyasette olmamasını ise, “Artık yoruldum” sözleriyle açıklıyor.
Bahsettiğim kişi Mustafa TÜFEK’tir.
Hafta sonunda yine Atakum Belediyesi ile ilgili bir konuda fikir ve düşüncelerini paylaşırken dinledim onu.
Belediyeye bağlı şirket ile Belediye Başkanı Cemil Deveci ve belediye arasındaki polemiği yorumladı.
Elindeki belge ve bilgileri paylaştı.
Konuya kendi deneyimleriyle yaklaşıp, doğruya nasıl ulaşılacağını söyledi.
Bugünkü gazetede konu çok geniş olarak yer alacağı için konuştuklarını haberden okumanızı tercih ediyorum.
Beni Mustafa Tüfek ve onun gibiler ilgilendiriyor.
Bir meclis üyesinin konusunda ihtisas sahibi ve niteliği ilgilendiriyor.
Belediyecilik deneyimi ve belediye idaresindeki yöntemlerin doğrular yönünde gelişmesindeki ısrar belirliyor.
Hep dediğim gibi seçim öncesi meclis üyelerinin seçiminde başkan adaylarına daha çok yetki verilmesi taraftarıyım.
Elbette liyakata uygun olsunlar ama belediye hizmetlerini yürüttükleri konularda mutlaka ihtisas sahibi olsunlar isterim.
Cin olmadan çarpanlardan değil cinliğe özenleri durduranlardan olsunlar isterim.
Belki sevilmezler ama Tüfek gibi en azından kimlikleriyle sorgulayan insanların var olduğunu gündeme tutup, durdurucu bir etken olabilirler.
Böylelerine sahip olmaktan çekinmeyin.
Her şeye karışır, karıştırırlar belki ama takip ettiklerini bildiğiniz için sizi de hatadan uzak durmaya zorunlu bırakırlar.