OFİS hastalığı olarak geçen Mobing aslında zorbalıktır diyor sözlük.
Kime ne zorbalık yapılmıştır bilmem mümkün değil.
Böyle bir zorbalığa maruz kaldığını iddia eden var mıdır, onu da duydum diyemem.
Ama bir belediyede üst yönetim değişmişse, işlevde de, yönetimde de, yönetme biçiminde de bazı değişikliklerin olması doğaldır.
Bugüne kadar hiç kimse seçimi kazanmış bir başkana, “Neden kendi yönetimini oluşturuyorsun, ya da neden kademeler arasında aktarmalar yapıyorsun” diye sormamıştır.
Siyaseten sorulsa da cevabı alınamamıştır.
Şimdi, Atakum Belediyesi’nde de cevabı aranan soru budur.
İddialar haliyle olacaktır.
Eski yönetim kendi ekibine sahip çıkarken, yeni yönetimde kendi ekibini oluşturma çabalarına sahip çıkacaktır.
Bu tartışmaların her seçim ardından yaşanması doğaldır.
Ama asıl bakılması gereken belediyelerin çalışma şartlarıdır.
Sahip olduklarıdır.
Mali tablosudur.
Yatırım olanaklarıdır.
Seçimi bir parti kazanacaktı.
Onu da, Büyükşehir ve ilçelerde olduğu gibi birer parti kazandı.
Atakum’da da CHP.
Ara sıra ziyaret ediyorum.
Görünen o ki teslim aldıkları tablo hiç iç açıcı değil.
Bırakın yatırım yapmayı, kımıldayacak halleri yok.
Rutin hizmetler dışında yeni üretimler yapmak olasılıkları yok.
Üstüne üstlük yeni gönderilen genelge ile ilçe belediyeleri tamamen by-pass ediliyor gibi.
Her şeyi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na soracaklar.
Geciken her onay için bakanlık resen karar verebilecek.
Hani bir hinlik olsa veya bir kasıt güdülse de vatandaşın talebi geciktirilse anlarım.
Ama eksik işlerinden dolayı talebi bekletilen vatandaş bu genelgeye göre isterse bakanlığa başvurup ruhsatını da, iskanını da alabilecek.
Dediğim gibi bu ilçe belediyelerini aradan çıkartma genelgesi gibi.
Aslında sağa, sola kıvırtmadan kapatsınlar belediyeleri.
Birer müdürlükle Büyükşehir’e bağlasınlar.
Hem kaybedilen seçimler kazanılmış.
Hem de istenmeyen yönetimler taca atılmış olur.