TOPLUM önüne çıkıp, orada saygı görmek ve kalmak istiyorsan geçmişin temiz olacak.
Ya insanlar senin hakkında aleyhine olacak bir şeyler bulamayacak…
Ya da tek satır yazamayacaklar.
Dünün, bugünün, geleceğe dair düşüncelerin elinin gücü ve senin koruyucun olacak.
Ama ardında silinemeyecek ve seni zora sokacak derin ilişki ve izler bırakacak olursan…
Bir gün bunların aleyhine kullanılabileceğini bilecek ve bekleyeceksin.
Bunu bile bile de efelik yapmayacaksın.
Hele de bir siyasi kurumun temsilcisi ve siyaset sayesinde makam elde etmiş biriysen…
Yıllardır medyanın ve yazılı basının içindeyim.
Bu tür haberleri okuyup, izlediğimde gerçekten üzülürüm.
Buna niye meydan verilir?
Neden gereksiz sürtüşmelerin içine girilir bir anlam veremem.
Son üç gündür Gazete Gerçek’in manşetleri bu söylediklerimin ifadesi.
İYİ Parti İl Başkanı’nın dosyaları açılmış.
O dosyaları gün ışığına çıkartmak içinde herkes seferber olmuş, sıraya girmiş.
Herkes il başkanına dair belgeyi vermek için sırada…
Arkadaşlarla konuştum, sözel olarak çok şey anlattılar.
Yayım sırası bekleyen birçok haber ve belgeden bahsettiler.
Dün, bugün yayımlanan…
Yarın manşetlere taşınacak olan haberlere şahsen ben muhatap olmak istemezdim.
Tabii bu muhataplığa meydan verecek olan zaafları da…
Çünkü kamuoyunun bilgisine sunulanlar sadece Sayın Aksoy’a zarar vermiyor ki!
Onun başında bulunduğu teşkilatı belediye başkan adayı olarak temsil edecek her şahsiyeti de etkiliyor.
Çünkü gittikleri her ortamda muhatap olacakları ilk soru, bu manşetler olacak.
Verecekleri hiçbir cevap…
Sunacakları hiçbir mazeret bu iddiaların izlerini silmeye yetmeyecek.
Siyasete atılan biri, basının gücünün nereye ulaşacağından bihaber olabilir mi?
Seçim arifesinde küçük düşünce ve zaaflarla basının bir kısmını karşısına almayı tercih edebilir mi?
Üstelik partisi ittifaktan kopup, yalnız hareket etmeye…
Seçimlere tek başına katılmaya karar vermişken!
Ben bir anlam veremedim doğrusu.
Bu sürtüşmeyi yaratan nedenleri araştırdım ve dinledim.
Bir basın kuruluşunu, yani Gazete Gerçek’i küçük görmek, yok saymak hangi aklın eseri olabilir ki?
A’dan Z’ye yanlış ve yakışıksız bir davranış.
Sayın Aksoy’a, ya Gerçek’in gücünü ve toplum üzerindeki güvenilirliliğini yanlış olarak anlatmış ve kendisini yanıltmışlar.
Ya da kendisi bu konuda son derece bilgisiz ve bilgi kirliliğinden etkilenmiş biri.
Seçime giden bir partinin il başkanı olarak Gazete Gerçek veya bir başka basın kuruluşunu, partisine zarar verecek şekilde karşısına almak hangi aklın eseridir.
Böyle bir şeye niye gerek duyulur?
Aklın yolu, siyasetçilerin basına eşit yaklaşmalarından geçer.
Belli ki bu kaideyi unutmuş Aksoy, ya da unutturmuşlar.
Ben kendisine tüm taraflardan soyutlanmış olarak bu camiayı, konumunu ve tesis olarak Samsun’daki etkisini ve yerini tanımasını öneririm.
Benimle temasa geçsin.
Kendisine kamuoyuna sunulan konuya hiç girilmeden camiayı ve onu temsil edenlerin vakıf olamadığı yönlerini gerçek anlamda öğrenmesini sağlarım.
O da siyasi pozisyonundaki konumu daha fazla zarar görmeden belki yanlışını düzeltme erdemini gösterir.