SEÇİMLER yaklaştıkça milletin ayranı kabarmaya başladı.
Kimse kimsenin fikrine tahammül edemiyor.
Dinleme yok.
Anlama yok.
Kapat gözünü, karşı çık modeli geçerli…
Duydukça, izledikçe çok üzülüyorum.
Siyasi taraftar yaratma çabaları ayrışmaya dönüşüyor.
Oysa bu bir seçim.
Ha, bu seçim biraz daha farklı.
Halkımız ya ‘Parlamenter Demokrasi’ diyecek, ya da ‘Tek Adam Rejimine’ devam…
Elle gelen düğün bayram.
Herkes otursun bu deyimler ne anlama geliyor, yorumlasın.
Halinden memnun olanlar için bir sorun yok.
Madem memnunlar düzene devam diyecekler.
Yok değillerse…
Geçinemiyoruz…
Ay sonunu getiremiyoruz…
Gidişattan da bizi idare edenlerden de…
Memleketin ve ekonomisinin geldiği yerden de memnun değillerse, oy aman değimden yana oy kullanacaklar.
Ama mutlaka kullanacaklar.
Sonrasında da, ‘Ben ne yaptım’ demeyecekler ama!
Her şey bu kadar basit.
Sokakta kavga etmeye…
Birbirine hakaret etmeye gerek var mı?
Hepimiz 14 Mayıs sabahından sonrada beraber yaşamaya devam edeceğiz.
Bu ülke bizim.
Kaderimizde bize ait.
Seçimler kaderimize yön vermek için hepimize birer fırsat.
Sokakta uzatılan mikrofonlara tercihini söylerken, diğer tercihlerin sahibine diklenmek,
Horozlanmak...
Ben şuralım, ben buralıyım demekte ne ola!
Hepimiz bu ülkenin çocuklarıyız.
Hangi parti olursa olsun, oralarda siyaset yapanlarda bizim evlatlarımız.
O zaman bu ayrışma.
Bu niza…
Bu aymazlık ve anlayışsızlık niye?
Yüce Rabbim, ne hale geldik!