HAYATIMIZA her konuda giren bir kelime, ‘İthal!’
Etimiz ithal…
Buğdayımız ithal…
Makarnamız ithal…
Say, say bitmez!
Hani bu ülkenin bir tarım ülkesi olduğu teranesini satmayacağım burada.
Çünkü o, bizim çocukluğumuzdaydı.
Şimdilerde tarım arazilerimiz yabancıların elinde.
İthale karşı bir sevecenliğimiz var nedense!
Bakın konumuz dışı aslında ama yeri gelmişken söyleyeyim.
Bu ülkenin son açıklanan ihracat rakamı aralık 2022 ayı itibariyle, 23 milyar dolar iken, ithalat rakamı 33 milyar dolar.
Bunu niye söylüyorum?
İthal kelimesinin de kendisinin de bu ülkeye de bizlere de bir yararı yok!
Aynı manzumeyi siyasette de…
Okumaya,
Yazmaya devam ediyoruz.
Bu sefer Türkiye’ye bakmıyorum ha!
Kendi yaşadığım kente bakıyorum.
Zaten yaşadığınız yeri yorumladığınızda, ülkenin fotoğrafını da görmüş oluyorsunuz.
Milletvekili liste tartışmalarını okuyorum mesela.
Samsun listelerine yazılmaya çalışılan,
Ya da bir şekilde öne sürülerek, kamuoyunun isimlerine alıştırılmaya çalışıldığı isimleri okuyorum.
Yerelde yıllardır siyaset yapan…
Partilerine, partililerine, Samsun’a kendi çaplarında iyi, kötü hizmet üretmeye çalışmış yerel yöneticilerin isimlerini okuyorum.
İl Başkanlığı yapmış.
İlçe Başkanlığı yapmış.
Veya yönetimlerinde bulunmuş.
En azından kim olduğunu bildiğimiz, tanıdık isimler var.
Eh bakıyorum, onlar varken ‘Ankara’dan Abim geldi’ misali ısmarlama, ithal adayları kent insanına dikte etmeye çalışıyorlar.
Neden?
Eğer okuduklarımız, duyduklarımızda hakikat payı varsa, neden?
Bu kentte halkıyla beraber yaşamış insanlara güvenmiyorsunuz, onu anladık!
Anladık da, Samsun’un rızası olmayacak isimleri, düşünceleri neden dayatmaya çalışıyorsunuz?
Neden bu şehri küçültmeye çalışıyorsunuz?
Neden?