BİR kardeşim anlattı;
Bir hastanenin çıkışında iki kişi kavga ediyormuş.
İkisi de yapılı, güçlü kuvvetli çocuklar…
Üstte olan alttakine, Allah yarattı demeden vuruyormuş.
Öyle ki diyor kardeşim;
Alttakinin ağzı, burnu dümdüz olmuş.
Kavga olur elbette…
İnsanlar bazen anlaşmazlıklarını şiddete kadar götürürler ama benim merak ettiğim bu insanlar böylesine acımasız birbirine vururken bir Allah’ın kulu da çıkıp, ayırmıyormuş.
Bu ayırma işlerinin öyle örneklerini okuduk, duyduk ki araya girenlerin çoğu asıl hedef oldular.
Yaralandılar, hayatlarından oldular.
Asıl mesele niye kavga ettikleri değil mi?
Altta dayak yiyen Suriyeliymiş.
Yukarıda polikliniklerde üstteki gencin önüne geçmiş ve bunu kendinde hak görmüş.
Eh bizimki de, ‘Senin hakkın bu’ deyip bir güzel pataklayıvermiş.
Vallaha bana da sorsanız bu edepsizlerin benim ülke vatandaşlarımdan kendilerini ayrı ve üstte görmesine onayım yok.
Kendi ülkesindeki savaştan kaçıp benim ülkemde bir elleri yağda, bir elleri balda yaşamalarına da…
Sohbet onlardan açılıp, ülke ekonomisinde bizim vatandaşlarımızdan çaldıkları yere ve açtıkları işyerlerine kadar geldi.
Benim bu konuda fikrim açık;
‘Kendi açım ve muhtacım dururken başkasına kimse kusura bakmasın, göz ucuyla dahi bakmam, bakamam!’
Sohbet devam ederken konu son günlerdeki asayiş vakalarına geldi.
Ben bu aralar Alanlı sırtlarında sürekli asayiş ekiplerini denetleme yaparken görüyorum dedim.
Oradaki kardeşlerimde;
‘Evet abi biliyoruz. Bu aralar hırsızlık vakaları bayağı arttı ve vakaların muhatapları genelde ülkemize mülteci olarak gelmiş yabancılar…’
Hırsızlığı yapan bizimkilerde olsa çok yadırgar mıyım?
Iıhh, yadırgamam!
‘İşini, aşını Arap’a kaptırmış, aç gezen biri…
Ya da ekmek elden, su gölden gezerken daha kolay yaşam isteyen istenmeyen bir yabancı…’
Ne yapar?
Ne yapacağı belli.
Sizin de…
Tedbirinizi iyi alın.
HIRSIZLAR kol geziyor!
Niye, niye acaba?