ŞEHİRCİLİK ve şehir planlaması liyakatsiz düşünce ve kafalara bırakılacak bir eylem değil.
İlmin bunun için ön plana çıkardığı bir bilim dalı var;
Şehir plancılığı.
Elbette gezen, yaşayan, gören ve inceleyen bir anlayış sahibi insan gördükleriyle, izlenimleriyle kentinin ihtiyacı olan planlama için kafasında bir fikir oluşturabilir.
Sosyal yapı…
Kent coğrafyası…
Topoğrafik gerçekler.
Ekonomik veriler bu planlamada çıkış bulguları olacaktır.
Bu bulguları birleştirmek ve uygulayıcıya yardımcı olmakta konunun sahibi ilmin eseri olmalıdır.
Siyasetin çokça ısındığı böyle bir dönemde bu konu biraz anlamsız gelmiş olabilir okurlarıma…
Ama kentimizin dünden bugüne imar anlamında gelişmesindeki eksiklikler ve yanlışlar konu hakkında biraz düşünmeye itiyor bizi.
Asıl söylemek istediğim şu;
Geçmişte yapılan yanlışlardan haklı olarak şikayet ederken bir yenisine imza atmak olmamalı doğru davranış.
Bakın geçmiş siyasetin her yaptığını halkın gözünün içine sokmak gibi bir alışkanlığıyla, Samsun’un ihtiyacı olan tüm yatırımlar kent merkezinde planlanmıştı.
Liman…
Havaalanı…
Vilayet binası…
Resmi binalar…
Sanayi siteleri…
Okullar vs...
Zaman içinde bu yapılanmaların yanlışlığı ve kent yaşamına verdiği sekte çok net anlaşıldı.
O zaman yapılması gereken, planlamanın ilmi aklına güvenip yeni kent yaşamında onları gelecekte yeniden, ‘Aa yanlış yere planlamışız’ tespitinden uzak tutmaktı.
Ama yapamıyoruz.
Yapamadığımız kent planlamasının doğrularına itibar etmek.
Yoksa yeniden, yeni yerde inşa ediyoruz ama bu eylem de doğrulara hizmet etmiyor.
Bakın kent merkezinde bulunan Gül-San Sanayi Sitesi doğru bir kararla oradan kaldırılıyor.
Kim itiraz ediyor?
Hiç kimse!
Peki, nereye yapılıyor?
Yine kent merkez çemberinin içinde kalacak ve 30-40 sene sonra burada olmadı diyeceğimiz, tarım arazilerinin içine…
Bugün kent dışına taşımış gibi mütalaa edeceğimiz konumun, yarınların yeni bir şikayet konusu olarak karşımıza çıkması olası değil mi?
Yapılananın, düşünülenin gerçekleştirilmesindeki niyete evet derken, yarınlarda aynı onayı veremeyeceğimiz bir düşünce olgusu doğru geliyor mu size?