DÜN Cumhuriyet Meydanı’nda iş yeri olan iki kardeşimi ziyaret ettim.
Bir büfe işletiyorlar, Kaptanağa Sokak’ına bakan bir iş hanında…
Rahmetli babaları da iyi dostumdu.
Merkeze indiğimde uğrar, hatırlarını sorar bir çaylarını içerim.
Kulakları deliktir, daha doğrusu Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Demir o muhite uğradığında söylemiş.
Meydandaki binaların yıkılarak düzenleme yapılacağını…
Doğrusu bu konuda sağlıklı bir bilgim yoktu, o nedenle de ahkâm kesmedim.
Ama duyduğum başka projeler hoşuma gitmedi değil hani.
Yıllardır şehircilik açısında sınıfta kalmış Samsun’un içinde bulunduğu keşmekeş için önerilerim oldu.
Mesela Çiftlik Mahallesi’nde, İstiklal Caddesi ile 100. Yıl Bulvarı arasında kalan bölümde ada, ada metropoliten imar planları düzenlemek…
İki cadde arasını ada bazında ele alıp, yeni bir imar planıyla hem iki caddeyi genişletmek hem de bolca yeşil alana sahip yeni imar adaları yaratmak.
Kolay bir proje değil.
Devlet desteği olmaksızın da buraları kamulaştırıp ya da halkı ikna etmeden gerçekleştirmek mümkün değil.
Ama iyiye, güzele de kolay ulaşılmıyor elbet.
Tabii bu benim hayalimdi ama Başkan Demir bir başka proje düşünmüş.
Çiftliğin alt ve üstünde tespit adalarda evleri yıkıp yer altına mekanik otopark, üstüne kafeterya ve çocuk oyun alanları yapmak...
Taşınacak Gülsan için de güzel bir düşünce oluşmuş bu meyanda.
Gülsan’da kültür, eğitim alanları, botanik bahçesi, külliyesi, rekreasyon alanlarıyla şehrimizde büyük bir değişim yaşatmayı planlıyorlarmış.
Buradaki 650 dönümlük alan, Samsun’un kalbi olacak diye düşünüyorlar.
Ki, bence doğru düşünce.
Peki, kentin yeni, başka nefes alanlarına ihtiyacı var mı?
Var.
Çiftlik’te düşünülen bu amaca hizmet edecek bir proje olabilir.
Kentin merkezinde yeni ve geniş alanlara sahip olmak hepimize iyi gelecektir.
Zorluk derecesi yüksek bir proje.
Olur mu?
Olur.
Önemli olan düşünmek, üretmek ve başlamak.
Sonrası gelir.
Eh, iyi de olur.