HEPİNİZİ karşıma bir bir alsam ve sorsam hayattan neler beklediğinizi.
Desem ki, “Uyandığının gecenin sabahında en çok neye sahip olmayı beklerdiniz?”
Onlarca şey sıralanıp söylenebilir tarafınızdan.
Siz cevaplamadan ben kendi beklentimi söyleyeyim isterseniz.
Kendimi yeterince ifade edebildiğim İngilizcem dışında dünyada geçerli olan en az altı dili daha konuşup, yazabiliyor olarak uyanmak isterdim.
Sadece dillerini değil tabii.
Tarihi ve sosyal bilgileri de ezberimde olarak.
Bu benim fikrim.
Kimi daha zengin olmak…
Kimi güçlü…
Kimi daha eğitimli…
Kimi sonsuz bir mal ve servet sahibi olarak.
Yıllarca amansız bir hastalığın pençesinde boğuşan kimileri de tamamen sağlıklı uyanarak başlamak isterdi herhalde güne.
Bu sıralama, tamamen hayatta sizin için önemli olarak kabul ettiğiniz şeylerle ilgili elbette.
Neye ihtiyaç hissediyorsanız ona yani!
İnsanoğlunun neyi ne zaman isteyeceği her zaman şaşırtıcı olmuştur.
Bunu zamanın birinde Bilge Eflatun’a sormuşlar; “İnsanoğlunun sizi şaşırtan iki davranışı nedir?”
Tek tek sıralamış Eflatun.
Çocukluktan sıkılırlar ve büyümek için acele ederler ne var ki çocukluklarını özlerler.
Para kazanmak için sağlıklarını yitirirler, ama sağlıklarını kazanmak için de tomarla para öderler.
Yarınlarından endişe ederken bugünü unuturlar, sonuçta ne bugünü, ne de yarını yaşarlar.
Hiç ölmeyecekmiş gibi yaşarlar, ancak hiç yaşamamış gibi ölürler.
Sıra gelmiş ikinci soruya;
“Peki, sen ne öneriyorsun?”
Bilge Eflatun yine sıralamış;
Kimseye kendinizi sevdirmeye kalkmayın!
Yapılması gereken tek şey, sadece kendinizi “sevilmeye” bırakmaktır.
Bu hayatta önemli olan; “En çok şeye sahip olmak değil. En az şeye ihtiyaç duymaktır.”
Sahip olabildiklerinizle mutlu olmanız dileğiyle,
İyi pazarlar…