ENTERASAN bir milletiz vesselam.
Hem seçtiklerimizin yeteri kadar çalışmadıklarından şikayet ederiz.
Hem de bir türlü çalışmalarına müsaade etmeyiz.
Her seçim aynı terane.
Aynı sahne…
Elbette kazananı kutlamak, sevincine, zaferine ortak olmak güzel.
Elbette bu mutlu anı beraberce kutlamak bir ayrı anlamlı.
Çünkü meşakkatli bir dönem geçiriyor seçime girenler ve onların yanında yer alanlar.
İçlerinden birisi de bu mutlu sona ulaşıyor.
Yerel yönetim seçimlerinde, seçimi kazanan başkanların mazbatalarını aldıktan yaptıkları ilk iş, belediye başkanlığını devir almak.
Bundan sonrası süratle kendi idari kadrolarını oluşturup, işe koyulmak.
İşe koyulmak dediğim, seçim döneminde halka söz verdikleri icraatlarını yürürlüğe sokmak.
Bunun için ne yapmaları lazım?
Bir an önce çalışmaya başlamaları, değil mi?
Ama başlayamazlar!
Çünkü makama oturdukları andan itibaren bir ‘Tebrik Terörüdür’ alır, gider.
Hoş geldin demekten, el sıkmaktan, teşekkür ederim” demekten başlarını alamazlar bir türlü.
Bu seçim sonrası da aynı şeyler yaşandı.
Mesela ben geçen gün yazdığım yazıda Atakum Belediye Başkanı Cemil Deveci’yi kutlamak üzere belediyeye gittiğimde gördüm.
‘Özel Kalem’de oturacak, makamda nefes alacak yer yoktu.
Şimdi duydum ki, Büyükşehir Belediyesi Başkanı Mustafa Demir’in makamı da aynı görüntülere sahne oluyormuş.
Demir mazbatasını, 11 Nisan’da aldı..
Bugün ayın 18’i.
Yedi gündür kutlamaları kabul ediyor Mustafa Demir ve diğer başkanlar.
Henüz çalışmaya başlayamadılar.
Oysa bir büyük salonda, bir gün partililerinin.
Bir gün sivil toplum kuruluşlarının.
Bir gün de, halkın tebriklerini kabul edeceklerini ilan etseler şimdi çoktan işe koyulabilirlerdi.
Daha doğrusu bu bizim önerimiz gelecekteki seçim sonraları için.
Ama şimdi kim bilir, daha kaç gün o makamlar dolup, boşalacak.
Gelenler belki birkaç kez daha gelip, gidecek.
Peki, biz halk olarak, ne istiyoruz?
Başkanların halka hizmet üretmesini.
Eh kardeşim o zaman, bırakın adamların yakasını.
Bırakın, rahat çalışsınlar.
Bırakın, hizmete başlasınlar.
Enteresan milletiz vesselam!
Hem çalışsınlar isteriz.
Hem müsaade etmeyiz.