Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi ile Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası arasında süren toplu iş sözleşmeleri tıkanmış!
Görüşmeler için öngörülen 60 günlük süre tükenivermiş!
Tabi süreç bitince de devreye arabulucu girivermiş!
Ne istiyormuş bu, ‘4/D İşçi Statüsünde’ çalışan işçi kardeşlerimiz?
-Kendileriyle aynı maaşı alan arkadaşlarının aldıkları kadar (Onlarınki şimdi artmış olsa gerek) ücret almak istiyorlarmış.
Yani istedikleri bir iane değil.
Lütuf falan da beklemiyorlar.
Eşdeğerleriyle yaptıkları hizmetin karşılığı sadece almak istedikleri…
Haklarını istiyorlar yani.
4/D yani taşerondan kadroya geçirilen bin 280 personelin maaşlarının diğer sağlık çalışanları ne alıyorsa, o kadar olsun, diyorlarmış.
Peki, sözlerine itibar eden var mıymış?
Anladığım kadar yok!
Hatta yanlarında olması ve onlarla beraber hareket etmesi gerekenlerde yok gibi…
Peki, önce kim sahip çıkmalı onlara?
Bir sendikaları var üye oldukları;
Samsun Sağlık İşçileri Sendikası…
Bir de şube başkanı İrfan Kalyoncu…
Bu kardeşin ismini çok duydum bugüne kadar.
Kendisini tanımam, bilmem.
Tanımam da gerekmiyor.
Ama onun yapması gerekenler var.
Sendikaya üye yapıp, onlardan kesilen paralardan aldığı maaşları hak etmesi gerekiyor mesela…
Arkadaşlarının üniversite dönerinden verilmesi gereken ama nadasa bırakılmış maaşlarının verilmesi için bastırması gerekiyor mesela…
Bu iş öyle demeç vermekle, işçinin yanında görünmekle olmuyor kardeşim.
Çünkü ben onların birikmiş ikramiyelerini sadaka gibi gıdım gıdım hatta kesilerek verildiği günlerde de çok gür duyamadım sesini…
Öğretim üyelerinin maaşlarını ödemek için dönerde biriktirilen para, bu kardeşlerimin anaların ak sütü gibi hakları…
Öğretim üyeleri de alsınlar paralarını elbette.
Ama onlar paralarını yerken bu kardeşler taş mı yiyecekler?
Şimdi aklımdan, ‘Sen kimin yanındasın?’ diye sormak geçiyor açıkçası.
İşçinin yanında mı?
Yoksa sendikanın başında olmakla elde ettiğin gücün yanında mı?
Bence gerçek bir başkan gibi ol ve gür çıkar sesini.
Tarafını beli et, sevgili Kalyoncu…
Aldığın maaşı da hak et ki işçi arkadaşların da sana helal etsinler böylece...