YAZILARIM beğenilir, beğenilmez ama A’dan Z’ye kadar tüm satırları Samsun’un emrindedir.
Kırmadan, dökmeden görüp tespit ettiklerimi alternatif çözümler üreterek sunarım muhataplarına…
Dikkate alıp almamak onların tasarrufundadır.
Bu tarzım nedeniyle açık söyleyeyim çok tenkit de alıyorum.
Üslubumun yumuşak olduğunu ve kırıp dökmediğimi bana ileten çok dostum ve okuyucum var.
Ama benim tarzımda yıkıp dökmek yok.
Tenkit var.
Öneri var.
Dikkat çekmek var.
Bugünde öyle yapacağım.
Köşemi çok azınlıkta bir tercihle spor yazıları için kullanıyorum.
Buradaki baş temada, genellikle Samsunspor oluyor.
Ankaragücü maçında statta olamadım.
Büyük bir ihtimalle Boluspor maçında da olamayacağım.
Ama yüreğim, desteğim yıllarımı verdiğim renklerin emrinde olacak.
Sezon başından beri isyan edilen sonuçlar sonrası sabır diliyorum.
Zaman diyorum…
Ancak taşlar yerine oturduktan sonra sahada mücadele edenlerin bir ekip haline gelebileceğini ve beklenene yakın bir oyun sergileyebileceğini söylüyorum.
Son maçlar bu görüşü destekliyor.
Taraftar da bunu görüyor ve takımın yanında yer almak isteğini, tribünleri doldurarak gösteriyor.
Hedefi olan takımların en önemli destekçisi, taraftarıdır.
Samsunspor her başarılı dönemde taraftarını arkasına alarak bu başarıyı elde etmiş bir camiadır.
Çarşamba günü de öyle olmalıdır.
Ama Boluspor kulübünün haklı olarak maç saatinin 16.00’dan, 19.00’a alınmasına onay vermemiştir.
Maç saati mesai saatlerinin içinde olacağından Samsunspor’un ihtiyacı olan taraftar desteğinin statta olamayacağı gerçeğinden yola çıkarak başta Sayın Valimiz ve diğer mülki idari amirlere bir çağırım var;
Lütfen maça gelmek isteyen personelinizi en azından saat 15.00 itibariyle izinli kılın.
Samsunspor için yapacağınız bu tasarruf sizi çok zorlamaz.
Bu dilek karşılıksız kalmaz değil mi, Sayın Valim?