HER yeni güne zam haberleriyle uyanan ülkemizde artık duyduğumuz hiçbir şeyi yadırgamaz olduk.
Artık ucuz yemek yok.
Hatta daha da ileri gideyim, tencere dolusu yemek yapmak da tarih olacak yakında.
Bakın mesela pazarda tek bir domatesin fiyatı; 4.5 lira.
Bir tek onunla yemek olur mu?
Olmaz.
Soğanı var…
Patatesi var…
Sebzesi var…
Onlarında fiyatlarını göz önüne aldığınızda tencerenin dolmayacağı kesin.
Alan dertli…
Satan dertli…
İhale her zaman olduğu gibi akaryakıta kalıyor.
Etkilemediği ne bir kişi, ne de bir sektör var.
O artınca, nakliyeler artıyor.
Nakliyeler artınca kalem kalem her şeye zam biniyor.
Ucuz alışverişin adresi olarak bilinen halk pazarları de artık cazibesini yitiriyor.
Tek tek sebze meyve fiyatlarını yazmayacağım.
Ama pazarı mesken tutanlar artık filelerini boş götürüp, boş döneceklerini biliyor.
Ve bu durumdan hoşnut olmayan sadece halk kesimi değil.
Vatandaş da isyan ediyor.
Müşteri bulamayan pazarcı da…
Çünkü fiyatlar dudak uçuklatıyor.
Hal böyle olunca halk pazara girmeye çekiniyor.
Bu işin sonu nereye varacak diye düşünmeyi bıraktı artık vatandaş da, esnaf da…
Çünkü çarşıda pazarda sebzeler artık kanat takıp, uçuyor!