BİR eyleminiz varsa onun karşılığında bir tepkimeyi bekleyeceksiniz.
Yaşamım boyunca tepkilerden hiç kaçmadım.
Kendime nasıl eleştiri hakkı tanıyorsam, bir başkalarının da beni eleştirmesini o kadar doğal karşılarım.
Eh, bunun karşılığı; Babala TV’de gençlerle bir programa katılan İnce’nin öfkesine hakim olamayınca gençlerden gelen tepkiyi anlatan bir yazı idi.
Ve bu öfke gösterisinin yeni olmadığını, son cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ilerleyen günler içerisinde Sayın İnce’nin eleştiriler karşısında nasıl hazımsız olduğunu ve bunu öfkesi ile gösterdiğini de yazmıştım.
Gençlerin doğal olarak hayattan beklentilerinin karşılığı olan söylem aslında işin özetiydi;
‘Biz zaten bu tavırlardan bıktık. Bu nedenle değişim istiyoruz sözleri’ ile anlatıyorlardı düşüncelerini…
Aslına bakarsanız aynı düşüncelere sahibim hatta daha da fazlasına…
Bir siyasetçinin hem de siyaset sahnesinde artık bu sahnenin son perdelerine gelmiş bir siyasetçinin bir seçimi fırsat bilerek, kullanarak kendisini gündemde tutma isteğine de, tarzına da karşıyım.
Sayın Muharrem İnce hiçbir şansının farkında değil mi sizce?
Seçim günü yaklaştıkça zihinlerin artık kazanabilecek adaylardan yana düşünceye yöneleceğini bilmiyor mu?
Elbette biliyor.
Ama geçmişte yaşadıklarının karşılığını bu şekilde bir kin ve öfke nöbetiyle alabileceğini düşünüyor.
Tabii yanlış da ediyor.
Çünkü bu seçimler boy gösterme seçimleri değil.
Bu seçimler, vatandaş üzerinde kin ve garezini resmetme seçimi değil.
Bu seçimler, seçim sonrası için siyasi ikbal ve gelecek yaratma çabası içine girilecek seçimler değil.
Bu seçimler;
Türkiye’nin yolunu yeniden çizmek için yola çıktığı seçimler.
Bu seçimler yaşantılarının çok büyük bir bölümünü demokrasi ve özgürlüklerle geçirmiş bir neslin, kendinden sonra gelecek kuşağa bu misyonu miras olarak bırakmayı hedeflediği seçimler.
Bu seçimler,
Ya mevcut düzene evet ya da…
Ya da cumhuriyetin 100. yılında onun temel ilke ve prensiplerini yeniden yürürlüğe koyma seçimleri.
Kim ne tarafı, hangi yöntemi seçecekse oyunu gider ona göre kullanır.
Ama bir ideal var.
Ama bir sistem seçimi vardır.
Ama bu seçimler, boy ve endam göstermek ve gündemde kalmak, intikam almak için kin ve nefret gösterilerine yönelenler için değildir.
Büyük resmi göremeyip, alt yazılara takılanlar zaten altta kalacaklardır, bu kesin.
Gönül bunu herkesin fark edip, engel olmak yerine yol açan düşünceleri görmek istiyor.
Umarım yol yakınken herkes akıl yolunu tercih eder.