ALTILI Masa’da İYİ Parti Genel Başkanı Sayın Meral Akşener’in koyduğu tavır ile siyasetin muhalefet kanadında bir travma yaşanıyor.
Bugün sorulan soru;
Akşener masaya döner mi?
Ne diyecek, Akşener?
‘Ben Cumhur İttifakı karşısında muhalefetin elini zayıflattım, hadi masaya döneyim mi?’
Bence zor!
Bu kadar zehir zemberek açıklamaların ardından hiçbir şey olmamış gibi yola devam etmek sanki Sayın Akşehir’e göre bir tavır değil.
Bu konuda çok şey konuşulur bundan sonra.
Madem gidecekti, neden bildiriyi imzaladı?
‘Bugüne gelinirken adaylık açıklamasına kadar her şey, herkes iyiydi de şimdi mi kötü oldu’ gibi…
Akşener’e, Kılıçdaroğlu dayatması yapıldı savı ortaya atılırken, Akşener’in iki belediye başkanını ısrarla gündeme getirmesi farklı mı?
Siyasette ne olacağını söylemek mümkün değil.
Yarın bir başka şekilde anlaşma zemini bulunur, her şey, her söz unutulur.
Elbette milletin beklentisi yola çıkış amaçlarına uygun ortak bir yol ve tavrı bulmaları ki, bu siyaset elbisesini bugün giyenlerin işi.
Birde yarın için siyasete soyunanlar var.
Onlar bu yolda ellerini güçlendirmek için her iki lidere de yakın durmayı, kendi profillerini her daim zinde tutmayı hedeflemişlerdi.
Yani, Akşener vasıtasıyla, Kılıçdaroğlu’na ya da tam tersi bir tavrın yaratacağı etki ile kendilerini siyaset sahnesine atmayı hedefleyenler vardı diye düşünüyorum.
Kimi yerlerde tek, kimi yerlerde ortak listeler hazırlanacak, o listelerin taliplileri ise genel başkanlar, ya da onların seçimlerden sorumlu yardımcılarının paslaşmalarıyla listelerde yer bulabileceklerdi.
Ya da öyle düşünüyorlardı.
Ama görüyorsunuz, siyasette 24 saatte çok şey değişiyor.
Ama bugünden sonra tersine bir değişim olmazsa, umutların tükenişe doğru evrildiği bugünlerde;
‘Şimdi ne olacak?’ diye sormaktan insan alamıyor kendini…