YARADAN insana bir ağız vermiş ki konuşabilsin diye…
Derdini,
Meramını,
Acısını,
Mutluluğunu anlatabilsin diye…
Toplum önündeyse eğer,
Kitleleri,
Hitap edebildiği halk kesimini,
Fikirleriyle,
Düşünceleriyle,
Projeleriyle aydınlatabilsin diye…
Ama salt konuşmak için konuşsun diye değil.
Ağzından çıkan söze sahip çıksın…
Sözüyle güvenilir bir insan olsun…
Verdiği söz;
Kimliği, kişiliği, karakteri olsun.
İnanmadığı şeyleri söze dökmek,
Tutamayacağı sözleri vermek yakışır şeyler değil…
Genelde politikacılardan gördüğümüz bir davranış şekli.
Verdikleri sözleri tutamayacaklarını bile bile sarf ediyorlar.
Tutamayınca da adına siyaset diyorlar.
Oysa aşağıdaki deyim ne güzelde tanımlıyor söz ve kaliteyi;
‘Ağacın kalitesi özünden.
İnsanın kalitesi sözünden belli olur’ diyor.
Sıradan insan olmak kolay.
Etrafımız onlarla dolu zaten.
Ama kaliteli bir kimlik ve kişiliğe sahip olmak,
Belli kriterler gerektiriyor.
Bunların başında da ağızdan çıkan sözler geliyor.
Yani sırf konuşmak olmak için konuşmayacaksın.
Tutamayacağın sözleri vermeyeceksin.
Verdiğin sözü yemeyeceksin.
Biraz kaliten kalmışsa;
‘Allah verdi diye her sözü dilinden dökmeyeceksin!’