SAĞLIKLI ve ayakta kalabilecek bir toplum yaratmanın yolu, ‘toplumsal bilinci’ yaratmaktan geçiyor.
‘Son ayların moda hastalığı, korona virüsü yenebilmenin yolu da bu. Toplum bilincini bu anlamda arttırmalıyız’ sözleri, İl Emniyet Müdürü Sayın Dr. Ömer Urhal’a ait.
Samsun Emniyeti’nin uzun soluklu çalışmasının neticesinde bir organize suç çetesine yönelik, başarılı bir şekilde neticelendirdiği baskının bugüne yansımalarını konuştuk Sayın Urhal ile…
Bu arada dün 57 olarak açıklanan gözaltı sayısının, 61’e yükseldiğini iletti.
Elbette bu çalışmalarının toplum içinde yarattığı tezahür ve takdir duygularından son derece mutlular camia olarak…
Görevlerini yapmanın haklı gururunu yaşadıklarını da ilave edebilirim bu duyguya…
İki ayrı konuda daha görüştüm Sayın Urhal ile.
İlki, Samsun’un korana virüs vaka sayısında ülke genelinde ikinci sırada anılması…
Bu tespiti okumaktan ve duymaktan son derece mutsuz olduğumu söyledim kendisine…
Karadeniz Bölgesi’nde virüsün farklı bir yayılışı olduğunu söyledi.
‘Mutant Virüs’ neredeyse Karadeniz Bölgesi ile özdeşleşmiş bir virüs tanımını koyuyor ortaya.
Elbette bunu yenmenin yolları belli.
Toplum bilincini arttırmak ve virüsten korunma tedbirlerini ısrarla, eksiksiz uygulamak…
‘Dışarıda artık neredeyse maskesiz insan görmek mümkün değil. Kontrollerimizle bunu sağladık’ diyor müdürümüz.
Bu araya kendi tespitimi ekleyiverdim; ‘Özellikle cumartesi-pazar günleri, dışarıdaki insan sayısının bir hayli arttığını ve kısıtlama günlerinde marketlerin çok daha kalabalık olduğu...’
Bunu, dışarıda olma hakkı alan insan sayısının artmasına bağlıyor ve kişinin bu hakkını dejenere etmemesi gerektiği konusunda mutabık kaldık kendisi ile…
Ama toplum bilincinin arttırılması konusundaki endişelerim var.
Bilinç aileden başlayan, toplum içinde devam eden bir eğitim ile ve insanların okuyarak kendilerini geliştireceği bir süreç ile devam eder.
Ama bırakın bir kitap okumayı, TV’de dizi izlemeyi, haberleri dinlemeye tercih eden bir toplumun bilinci arttırmanın ne kadar zor olduğunu söylediğimde, fikrimin kendisi tarafından desteklendiğini de gördüm.
Bir diğer konu ise, bir nedenle ziyaret ettiğim ve ‘Atakum’a Yakışmıyor’ diye nitelediğim Denizevleri Karakolu’nun, Emniyet Müdürümüzün talimatıyla yenilenme çalışmaları…
Önümüzdeki pazartesi günü bu çalışmaların sona ereceğini ve karakolun yeni ve tamamen değişmiş haliyle hizmete devam edeceğini söyledi Sayın Urhal…
Ben de pazartesi günü gidip, karakolumuzun yeni halini bizzat yerinde görmek istediğimi söyledim kendisine…
İyi, vasıflı ve yararlı hizmetler, toplum katmanlarının fikri katkılarıyla güzelleşir ve gelişirler diye düşünürüm hep.
Böylesi bir gelişmenin, bir parçası olmaktan duyduğum mutluluğu ifade ederek sonlandırmak istiyorum yazımı…