ZORLUK derecesi çok yüksek bir maç oynadı cumartesi günü Samsunspor…
Kadro derinliğindeki zafiyet…
Yerlerinde oynayamayan futbolcular…
İlk kez bir Süper Lig maçına çıkanlar…
Puan sıralamasındaki tatmin etmeyecek bir yer…
Galibiyete şartlanma…
Hepsinden öte aynı duygularla sahada yer alan bir rakiple oynamak zorunluluğu…
Açıkçası Galatasaray önünde seyrettiğim Karagümrük’ün Samsun’da kolay teslim olacağı gibi bir düşüncem olmadı maç öncesi.
Birbirini tanıyan ve uzun süre bir arada oynama alışkanlığına sahip bir takımdı rakip.
Bunu da maç boyunca topa daha çok sahip olarak gösterdiler.
Öyle ah vah denilecek pozisyonları var mıydı, derseniz…
Evet, diyemem.
Öncelikle Samsunspor’un kalesinde, o üç direk arasında güven veren bir kalecisi var.
Önünde oynayan stoper ikilisinin de beraber oynama alışkanlığı ve uyumu…
Soner elinden geldiği kadar oynayan bir futbolcu.
Defans hattında maç başlarken zihinlerde tek bir soru işareti vardı;
O da Tırpan’ın yerine oynayan genç Mustafa.
Hiç sırıtmadı genç futbolcu.
Hem defansif hem de ofansif görevlerinin tansiyonu yüksek bu maçta eksiksiz yerine getirmeye çalıştı.
Orta sahada Bennasser çok yüksek standartlı bir oyuncu değil ama standardını hiç kaybetmeden oynuyor ve takımına faydalı olmaya çalışıyor.
Solunda oynayan kaptan Emre bu alanın neredeyse tüm yükünü tek başına taşıyor ve takımının rakip sahada çoğalmasına çok büyük katkı veriyor.
Holse’nin de gayretini yadsıyamayız elbette.
Sakatlıktan yeni dönen Taylan henüz ritmini bulamamış gibi.
Eh, Afrika Kupası’na giden oyuncular olmayıp Dimate’de yokları oynayınca gol umudu Marius’a yokları oynamak düşüyor.
İkinci yarının tamamında zorunlu olarak beş değişiklik yaptı.
Niye değiştirdi diyeceğimiz bir futbolcu yoktu ama değişmeyen tek şey vardı maç boyunca…
O da Samsunspor’un maçı kazanma isteği.
O istekte, caza sahaları yakınında yaptığı driplinglerle rakibi eksilten oyunu ile sahaya giren ve gol pasını veren Fofana ile cevap buldu.
Fofana demişken Marcus Gisdol’un topla çok oynama alışkanlığı ile maçın tamamında tercih etmediği bu futbolcuyu mental olarak daha iyi hazırlayıp daha çok süre vermesi.
Zira görünen o ki bu takımda topu tehlike bölgesine sokabilecek iki oyuncu var;
Emre ve Fofana.
Onları hazır tutma görevi ise, Marcus’un…
Lig sıralamasına ve puan durumuna bakıldığında zorluk derecesi yüksek bir maçta alınan puanlar, üç puandan ötesiydi ama ligin sonuna kadar daha çok zor maçlar ve alınacak zor puanlar var.