ÇITIR çıtır el açması bir börektir.
Zayıflama için kullanıldığı da söylenir.
Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden olup, yiyebilmek için sıraya girilir.
Hikayesi de şudur;
Börek ustası Hasan Kılıç'ın börekleri o kadar nefis, öyle lezzetli olurmuş ki daha seyyar arabasıyla Karamürsel sokaklarına çıktığı anda, ilçe halkı arabanın başına toplanır, börekleri adeta yağmalarcasına kapışırmış.
İşte bu nedenle böreğin adı 'Yağma Hasan'ın Böreği' olarak kalmış.
Şimdilerde böyle börek kalmadı belki ama teşbihte hata olmaz misali bazı makamlara öylesi saldırı var ki…
Dersiniz börek sofrası kurulmuş.
Seçme seçilme hakkına her anında saygı duyan insanlardan biriyim.
O nedenle hiçbir vatandaşıma neden şuraya aday oluyorsun diye yüklenmem.
Ama bunun da bir etiği var.
Yani bir yere aday olacaksanız, elbette o makam için bir hazırlık yapacaksınız.
Belli bilgi ve birikimlerle kendinizi donatacaksınız ki…
İnsanlar sizin talebinizi ya da üstleriniz tarafından o göreve hazırlandığınızı gördüğünde yadırgamasın.
Özellikle devlet kademelerinde en alttan, en üste kadar ulaşan kadrolar var.
Düz memur…
Şef…
Müdür yardımcısı…
Müdür…
Genel müdür yardımcısı…
Genel müdür gibi.
En üste ulaşabilmek için en alttan başlayarak belli bir deneyim ve birikime ulaşmanız gerekiyor ki herhangi yeni bir makam terfiiniz yadırganmasın.
Yani şefken, genel müdürlüğüne talip olmanız bu silsileye göre absürt olur.
Adama derler ki ‘Dur bakalım daha dün şef oldun. Genel müdür olmak için daha kırk fırın ekmek yemen lazım.’
Günümüz bürokrasinde, siyasi atamaları bir kenara bırakırsak her şeye rağmen bu işleyiş kısmen mevcut.
Siyaset öyle değil ama.
Dün parti kademelerinde herhangi bir temsil makamına seçilenler aradan birkaç ay geçmeden bir bakıyorsunuz belediye başkanlığına, vekilliğe sıçramak istiyor.
Olmaz beyler, olmaz!
Hangi amaçla girdiyseniz siyasete önce o makamın hakkını verin hele.
İlçe başkanı oluyorsunuz.
İl başkanı oluyorsunuz.
Teşkilat etrafınızda ona göre şekilleniyor.
O oluşumla seçime hazırlanmanız gerekiyor.
Aaa bir bakıyorsunuz üç ay sonra istifa edip, ‘Ben başkan olmak istiyorum’ diyorlar.
Azıcık edep!
Azıcık göreve saygı!
Öyle Yağma Hasan’ın Böreği yok beyler.
Öyle bir sofra da!