KİŞİLİK bozukluğu birbirinden farklı pek çok türe sahip olan bir rahatsızlıktır. Her türün kendine özgü bir tedavi seçeneği bulunmaktadır.
Uygun tedavi yöntemi ile bu rahatsızlık kolay bir şekilde tedavi edilmektedir. Fakat yaşanan rahatsızlığın kökleri çok derinlere dayanıyorsa yani hastalık uzun süredir var ise tedavi süreci uzamakta ve zorlaşmaktadır.
Köklerin derinlere dayanması kişinin davranış bozukluklarını sosyal yaşamına entegre etmiş olması anlamına da geliyor.
Bu tiplerin bir yerlerde olmak ya da kalmak adına yapamayacakları hiçbir şey yoktur.
Bilgi ve birikimlerini kullanmak, bu şekilde itibar görmek yerine, egemen idareye yakın olmak ve kendini öyle göstermeye devam etmek, hayatları için bir rol model teşkil etmektedir.
Toplumun acılarını, sosyal bozuklukları bilmelerine rağmen, sığı dağarcıklarındaki temelsiz fikirleri, süslü kelimelerle yan yana getirerek, ‘Ben buradayım’ hatırlatmalarını, itildikleri yalnızlıktan çıkmak için bir vesile kabul ederler.
Böyle çok tip hatırlıyorum Samsun’da…
Makam sahibi de oldular.
Yetki sahibi de…
Ellerindeki mührü genelde kendileri ve himayelerindekiler için kullandılar.
Ama hayatın bir gerçeği var ki asla kaçılamıyor;
‘Takke düşüyor, kel görünüyor.’
Herkes amellerini ne olduğunu kısa zamanda anlayıveriyor.
Bilmesek, tanımasak yazık olmuş bunlara diyeceğiz neredeyse.
Makamlarındayken el ovuşturup, bekledikleri siyasi ikbali o zaman kavuşamadıkları için şimdilerde sosyal medya hesaplarından gücün sahibi iradeye duyurmaya, kendilerini hatırda tutmaya çalışıyorlar.
Yağlamalar, yıkamalar kırıla!
Yeter mi?
Yetmez!
Yalakalık sınır tanımıyor ama herkes herkesin hamurunu biliyor.
Maya tutmayacak hamura da kimse dönüp, bakmıyor!