1991 YILINDAN beri medya dünyasının içindeyim.
Binlerce yazı yazdım.
20 yıl TV programı yaptım.
Burada sayamayacağım kadar çok sivil toplum kuruluşu ve dernekte yöneticilik yaptım.
Dünyamın bir parçası olan futbolda, Samsunspor’uma vakfedilmiş 11 yılım var.
Bildiğimi, düşündüğümü bir parçası olduğum toplumun menfaatleri için kağıda döktüm, ekranda konuştum her defasında…
Biz yazarların ortak kaderidir.
Her yazınız baş tacı edilmez.
Okşarsanız iyi, yererseniz kötüsünüzdür.
Hak ettikleri için kendileri adına taltif eden yazıları bir hak gibi görenler, hataları zikredildiğinde sizi tu kaka ilan ederler.
Başkalarını bilmem…
Ben, kimseye yaranmak için kalemimi kullanmadım.
İnanmadığım, aklıma yatmayan hiçbir şey içinde kimseyi yüceltmedim.
Yazılarımda asla hakaretine içerikler yoktur.
Aşağılama da…
Doğru bulmadıklarımı alternatif çözümlerle sunarım, ilgilisine...
Toplum menfaatine yetkisini, etkisini kullananı da alkışlar, takdir ederim.
İdareyi maslahat yoktur yani!
Çünkü ne yazdıklarımdan ne konuştuklarımdan tek kör kuruşluk menfaatim yoktur, teklif dahi edilemez!
Ruhum özgürdür…
Bedenim özgür…
Kesem özgür…
Hiç kimse için bu özgürlükten feragat etmem.
Daha da ötesi kendimi konu edecek bir şikayette de bulunmamaya özen gösteririm.
Çünkü bu köşe bana değil topluma ve ona hizmetle mükellef olanlara aittir.
Alkış değil anlaşılmayı beklerim, her yazar ve düşünür gibi…
Ama hataları yazan,
Ama her daim gerçeklerden yana olan,
Dostlarını seven ama önceliği yaşadığı kente veren her yazarın olduğu gibidir benim kaderimde;
Anlaşılamamak…
Kanıksadım çoktan bu durumu ama sizde şunu iyice bir anlayın.
Sizleri çok seviyorum ama üzgünüm, Samsun’u sizlerden çok ama çok daha fazla…