KONU spor, Samsunspor olunca ahkam kesen çok olur.
Bu ülkede futbolun makus kaderi futbolu bilmeyen yoktur.
Herkes konuşur.
Ama boşa!
Ama doluya!
Hani, “Laf olsun, torba dolsun” cinsinden…
Iıhh, işin şekli öyle değil ama!
Lafla değirmen dönmüyor.
Para yoksa, konuşacak bir şey de yok.
Yanlış biliyorsam herkes beni bağışlasın.
Yüksel Yıldırım beyefendi 100 milyon liralık bir rakam telaffuz etti.
“ Yok, o kadar değil!” diyebilirsiniz.
Öyle mi?
Vazgeçtim 100 milyondan, var mı 10-20-30 milyon verecek delikanlı?
Yoksa oturun oturduğunuz yerde.
İşkembeden salmayı bırakın.
Bu iş parasız olsa hiçbirinize imkan tanımam.
Gelip ben üstlenirim bu kulübü…
Bakın, altındaki amaç her ne olursa olsun Yüksel Yıldırım’ın bu kadar parayı riske atıp bu kulübü sahiplenmesi herkesin yapabileceği bir şey değil.
Onun için önce bu kardeşimizin kıymetini bilin.
Daha önce de yazdım.
Kimse kusura bakmasın.
“Parayı ben verim, düdüğü sen çal” olmaz.
İşte Yıldırım’ın özetle söylediği budur.
“Arkadaş ben bu kadar külfetin altına girip, bu kadar fedakarlığı üstleniyorsam kimseye laf söyletmem.”
“Çift başlılıktan” kastı da budur.
Ne yapmış Yıldırım?
Mali olarak büyük bir yükümlülüğü üstlenmiş ve milyonlarca liralık riske girmiş.
Başka ne yapmış?
Futbol, teknik adamı ve spor adamı kariyeriyle tartışılmayacak bir ismi, Ertuğrul Sağlam’ı göreve getirmiş.
“Para benim…”
“Onu yönetecek aklım da var” diyor.
“Gölge etmeyin başka ihsan istemem” diye de ekliyor.
Bence haklı.
Bırakın herkes parasını yönetme hakkına sahip olsun.
İnanın, hiçbir şey daha kötü olmaz.
Biraz inanın!.
Zaman tanıyın…
Kendisini değil ama rahmetli babasını iyi tanırım.
Evlatlarını yetiştirmek için verdiği mücadeleyi de.
Herhalde babalarını mahcup etmezler.